Gemilerde Sıfır Karbon Kapsamında Motora Entegre Hidrojen Üretim Sistemi Uygulaması


Kökkülünk G. (Yürütücü), Özdemir O. K., Elçiçek H., Karagöz Y., Aydın Z.

TÜBİTAK Projesi, 2022 - 2025

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Başlama Tarihi: Ekim 2022
  • Bitiş Tarihi: Nisan 2025

Proje Özeti

Bu proje çalışmasında, sürdürülebilir enerji dönüşümü hedefleri doğrultusunda hidrojen ve amonyak gibi alternatif yakıtların içten yanmalı motorlarda kullanılabilirliğini çok boyutlu olarak ele almakta; deneysel, simülasyon temelli ve yaşam döngüsü değerlendirme (LCA) yaklaşımlarını bir arada kullanarak bütüncül bir analiz sunmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde, hidrojenin kimyasal bir taşıyıcısı olan sodyum bor hidrür (NaBH) çözeltisinden hidrojen üretimini katalitik olarak hızlandırmak amacıyla yeni bir kobalt borid (CoB) katalizörü geliştirilmiştir. Triton X-100 yüzey aktif maddesi kullanılarak sentezlenen CoB-Triton 150 katalizörü, referans CoB katalizörüne kıyasla %40 oranında daha yüksek hidrojen üretim hızına ulaşmış, bu katalizörle optimum performansın %5 NaBH ve %5 NaOH konsantrasyonlarında ve 44,2 kJ/mol aktivasyon enerjisiyle elde edildiği belirlenmiştir. Üretilen hidrojen daha sonra içten yanmalı motor testlerinde alternatif bir gaz yakıt olarak değerlendirilmiştir.

Çalışmanın ikinci aşamasında, hidrojen ve amonyağın içten yanmalı motor performansı üzerindeki etkileri, tek silindirli bir dizel motor üzerinde farklı yük koşullarında deneysel olarak incelenmiştir. Emme manifoldundan motora sırasıyla hidrojen ve amonyak gazları beslenmiş, motorun tork üretimini sabit tutmak amacıyla pilot dizel yakıt oranları %20, %40 ve %60 olarak değiştirilmiştir. Hidrojenin yüksek yükte tek başına yeterli olmadığı durumda, amonyakla birlikte kullanılarak üçlü bir yakıt kombinasyonu (dizel + hidrojen + amonyak) ile %60 dizel ikamesi sağlanmıştır. Deneysel sonuçlara göre hidrojen kullanımı CO ve is emisyonlarını azaltmış, aynı zamanda HC emisyonlarını da düşürmüştür. Ancak, yüksek alev sıcaklığına sahip olan hidrojenin NOx emisyonlarını keskin bir şekilde artırdığı gözlemlenmiştir. Buna karşılık, amonyak yakıtı düşük yük koşullarında NOx emisyonlarında azalma sağlarken, yüksek yükte bu etki tersine dönmüş ve NOx salımı artmıştır. Ayrıca amonyak kullanımıyla birlikte sistemde malzeme hasarı, korozyon ve sızdırmazlık problemleri de rapor edilmiştir.

Çalışmanın bir diğer aşamasında, deneysel verilerin doğrulanması amacıyla ANSYS Forte yazılımı kullanılarak simülasyonlar gerçekleştirilmiş ve bu verilerle enjeksiyon stratejileri (ön, ana, post enjeksiyon zamanlamaları) parametrik olarak incelenmiştir.

Son olarak, bu çalışmada alternatif yakıtların çevresel etkileri “kuyudan-gemi egzozuna” (Well-to-Wake) yaşam döngüsü perspektifinden değerlendirilmiş ve uluslararası denizcilik sektöründe kullanılabilirlikleri analiz edilmiştir. Bu kapsamda, GREET 2023 modeli kullanılarak yapılan LCA analizinde, dizel, amonyak ve hidrojenin üretimden tüketime kadarki süreçteki sera gazı emisyonları karşılaştırılmıştır. “1 MJ motor çıkış enerjisi” fonksiyonel birimi esas alınarak yapılan analizde, yeşil hidrojen kullanılan %40 hidrojen + %60 dizel karışımı en düşük sera gazı emisyonunu (2.47 kgCO-eq/MJ) sağlarken; doğal gazdan elde edilen amonyakla oluşturulan %40 amonyak + %60 dizel karışımı en yüksek sera gazı emisyonuna (11.56 kgCO-eq/MJ) neden olmuştur. Bu bulgu, alternatif yakıtların yalnızca motor verimliliği ve emisyon performansı açısından değil, aynı zamanda üretim süreçlerinin çevresel etkileri açısından da dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Genel olarak bu çalışma, hidrojen ve amonyak gibi alternatif yakıtların performans, emisyon, maliyet ve çevresel etkileri açısından kapsamlı bir şekilde analiz edilerek, karbon nötr motor teknolojileri ve sürdürülebilir ulaşım çözümleri için yol gösterici bir kaynak olmayı amaçlamaktadır.