Oktay D. (Yürütücü), Hazar A. B., Şahiner A., Uğuryol M. F., Çamiç B. T., Yüzer N.
TÜBİTAK Projesi, 2023 - 2025
Organik
bir polimer olan selüloz; hem doğal kaynaklardan hem de tarım atıklarından
elde edilebilen, yaklaşık 1.5x1012
tonluk biyokütle ile dünya üzerinde en yaygın bulunan, tükenmez ham madde
kaynaklarındandır. Son yıllarda artan
çevresel kaygılar ile birlikte düşük karbon ayak izine sahip selüloz liflerin
farklı uygulamalarda kullanımı hızla artmıştır. Dünya pamuk üretiminde 6.
sırada yer alan ülkemizde 2021 yılı verilerine göre 66.400 ton tarım
atığı pamuk linteri ortaya çıkmıştır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı’nın atık yönetimi genel ilkeleri doğrultusunda atıkların öncelikli
olarak oluşumunun önlenmesi, geri
kazanımı, kaynağında azaltılması, enerji geri kazanımı ve son olarak
bertaraf yöntemlerine yöneltilmesi gerekmektedir. Selüloz içerikli malzemelerin
çimento esaslı harç ve betonlarda kullanımının bu malzemelerin mekanik
özelliklerini iyileştirdiği yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur ancak kireç esaslı enjeksiyon malzemesi
üretiminde kullanılması ile ilgili herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Tarihi
yapıların özgün harçlarında hayvansal ve bitkisel kökenli liflerin (kıtık, at
kılı, saman vb.) kullanıldığı bilinmektedir. Restorasyon
harçlarında da saman ve hayvan kılları gibi doğal liflere ek olarak
polipropilen gibi sentetik liflerin de kireç ve alçı sıvalarında malzemenin
fiziksel ve mekanik özelliklerini iyileştirmek amacı ile kullanıldığı
görülmektedir. Mikrometre aralığında çapa, milimetre aralığında boya sahip bu
lifler harç ve sıva uygulamalarında rahatlıkla kullanılmakta fakat enjeksiyon
malzemelerinde kullanılmaları durumunda malzemenin enjekte edilebilirliğini
olumsuz etkilemektedir. Doğal kaynaklardan elde edilecek nano kristalin
selüloz ve fiberin kireç esaslı enjeksiyon malzemelerinde kullanımı ile hem
özgün malzemeler ile uyumlu hem de akış ve dayanım özellikleri açısından daha
iyi performansa sahip yeni bir ürün elde edilmiş olunacaktır.
Bu çalışmada temel
olarak atık bir malzemeden elde edilecek nano malzemenin kullanımı ile tarihi
yapıların sağlamlaştırma çalışmalarında kullanılabilecek yeni bir ürün elde
edilmesi ve performansının değerlendirilmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla
ülkemizde açığa çıkan bir tarım atığından (linter) nano selüloz malzemeler
elde edilecek ve bu ürünlerin ilavesi ile ileri malzeme teknolojilerine sahip,
katma değeri yüksek yeni bir kireç esaslı enjeksiyon malzemesi
geliştirilecektir. Yapılan ön çalışmalarda linterden 224 nm boy ve 36 nm çap
değerlerine sahip nano kristalin selüloz elde edilmiştir. Bu üründe yapılacak
yüzey modifikasyonları ile enjeksiyon malzemesine akış ve düşük su emme
özelliği kazandırılacaktır. İstenilen hedefe ulaşmak ve malzeme performansını
değerlendirmek için proje kapsamında dört aşamalı
bir araştırma planlanmıştır: 1. Linterden kristalin ve fiber nano selüloz
üretimi ve modifikasyonu; 2. Nano
selüloz malzemelerin farklı oranlarda kullanılması ile kireç esaslı
enjeksiyon malzemeleri üretimi; fiziksel, mekanik, dayanıklılık,
reolojik ve iç yapı özelliklerinin belirlenmesi; 3.
Yapay sinir ağları ve bulanık mantık
temelli tahmin metodolojileri ile ara değerlerin belirlenmesi ve bu sayede
maliyet ve zaman gerektiren laboratuvar çalışmalarının azaltılması; 4.
Bir yığma duvarda enjeksiyon uygulaması yapılması ve izlenmesi.
Disiplinler
arası çalışmalar içeren bu proje; inşaat
mühendisliği (yapı malzemeleri), malzeme ve metalurji mühendisliği, elektron
mikroskopisi/spektroskopisi ve nanofabrikasyon, matematik mühendisliği ve kültür
varlıklarını koruma alanlarındaki uzmanlar ile gerçekleştirilecektir.
Proje
kapsamında yapılacak araştırmalar ile Yeşil
Mutabakat kapsamında tarım atıklarının değerlendirilmesi öncelikli alanı
ile uyumlu olarak linterden biyopolimer
(nano selüloz) üretimi yapılarak hem çevre kirliliğine hem de sürdürebilir yapı malzemesi
kullanımına katkı sağlanacaktır. Yerli
bir ham madde ile üretilecek olan ürün ile yerli yapı malzemesi
geliştirilerek dışa bağımlılığın azaltılması ve ülke ekonomisine katkı
sağlanması planlanmaktadır. Bu sayede, 11. Kalkınma Planı çerçevesinde Çevrenin Korunması ve TÜBİTAK öncelikli Ar-Ge ve yenilik
konularında yer alan “Doğal ve
Yenilebilir Kaynaklardan Elde Edilen Polimerler” başlığı ile de ilişkili,
dayanım ve dayanıklılık özellikleri iyileştirilmiş bir ürün elde edilecektir.
Yapılacak ulusal/uluslararası patent başvuruları
ile proje kapsamında elde edilecek
ürünlerin ticarileşmesi sağlanacaktır. |