Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, BAP Y.Lisans, 2025 - Devam Ediyor
Rezerv parsel kullanımına dayalı Doldur-Aktar-Boşalt modeli, riskli yapı alanlarında hak sahiplerinin önce rezerv parsellerde yeni konutlara taşınmasını, ardından boşalan alanların dönüştürülmesini ve sürecin etaplar halinde devam etmesini öngören, aşamalı bir kentsel dönüşüm yaklaşımıdır. Bu çalışmanın odaklandığı temel problem, mevcut kentsel dönüşüm uygulamalarında hak sahiplerinin sürece yeterince adil ve etkin biçimde dahil edilememesi, yerinden edilme riskinin artması ve sosyal-mekansal bütünlüğün bozulmasıdır. Özellikle, rezerv parsel temelli planlama ve uygulama süreçlerinde katılım mekanizmalarının eksikliği dikkat çekmektedir. Araştırmanın amacı, Bursa İli Yıldırım İlçesi Arabayatağı Mahallesi özelinde, rezerv parsel mekanizmasını temel alan, sosyal bütünlüğü koruyan ve yerinden edilmeyi en aza indiren sürdürülebilir bir kentsel dönüşüm stratejisi geliştirmektir. Bu araştırma, on aşamalı bir yöntem çerçevesinde yürütülecektir. İlk olarak, literatür taraması, paydaş haritalaması ve proje takvimi oluşturularak ön hazırlık tamamlanmıştır. Ardından, alan ön analizi kapsamında saha gözlemleri, fotoğraf-video kayıtları yapılmış ve mevcut veriler belediyeden elde edilmiştir. Bu noktadan itibaren, CBS tabanlı mekansal analizler ile yapı yoğunluğu, risk ve altyapı kapasitesi değerlendirilecek, rezerv parsellerin konumu belirlenecektir. Mevcut literatürden derlenen ve belediyeden elde edilen mahalleye ait sosyal ve ekonomik veriler, RIBA tabanlı model tasarımı ve Arabayatağı’na özgü Doldur-Aktar-Boşalt modelinin oluşturulmasında kullanılacaktır. Model, iki turlu Delphi yöntemi ile uzman görüşlerine dayalı olarak doğrulanacak ve elde edilen geri bildirimlerle revize edilecektir. Beklenen sonuçlar arasında, Doldur-Aktar-Boşalt modelinin yüksek yoğunluklu ve karmaşık mülkiyet yapısına sahip alanlarda uygulanabilirliği, etaplama verimliliğini artırma potansiyeli ve yerel yönetim planlamasına entegre edildiğinde sosyal sürdürülebilirliği sağlama potansiyeli görülmektedir. Bu araştırma, yalnızca bilimsel literatüre katkı sunmakla kalmayıp, yerel yönetimler ve paydaşlar için stratejik bir rehber niteliği de taşıyacaktır. |