Sayın B.(Yürütücü), Akçay C., Erdönmez Dinçer M. E., Haznedar B., Akbulut M. T., Omay Polat E. E., et al.
Diğer Özel Kurumlarca Desteklenen Proje, 2020 - 2021
Günümüz kentleri, tarihsel ve kültürel birikimin ürünüdür. Kentlerin kültürel geçmişleri, medeniyetlerin bıraktığı izler ve kentsel estetiğe yaptığı katkılar tarihsel süreklilik ile ele alınabilir. Özellikle sanayi devriminin etkisiyle farklılaşan yapım teknolojileri ile birlikte tarihi çevrede yeni-eski yapılaşma karşılaştırmaları 19. yüzyıldan itibaren mimarlık ve kent disiplinlerinin konusu olmuştur. Yanı sıra, göçler, savaşlar, zamanın etkisi veya teknolojinin hızlı bir şekilde gelişimi, gündelik yaşamda ve yaşam alanlarında değişimi kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu bağlamda; kentlerin yeniden yapılandırılmasına doğru bir yönelim ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, metropollerin hızlı bir şekilde küresel kentlere evrildiği bugünün kent sistemleri ise bir arada var olan çok sayıda katmandan oluşmaktadır. Bu katmanların etkisiyle farklılaşan kullanım alanları kentlerin gelişimi ve dönüşümü üzerinde de etkili olmaktadır.
Kültürel mirasın da içinde bulunduğu tüm tarihsel katmanlar kültürel, ekonomik ve sosyal boyutu olan bir dizi eylemi kapsayan koruma olgusu, ortak bir katılımı ve disiplinler arası bir çalışmayı zorunlu kılmaktadır. Koruma kavramında değinilmesi gereken diğer bir konu da, neyin, nasıl korunacağının belirlenmesi gerekliliğidir. Bu kararların verilmesinde tarihçiler, arkeologlar, mimarlar, restoratörler, kent plancıları, inşaat mühendisleri gibi farklı disiplinler tarafından gerçekleştirilen bilimsel çalışmalar yapılarak, komiteler, dernekler ve koruma kurulları birlikte çalışmalıdır.
İnsanlığın ortak mirasının yaşatılması noktasında dünya genelinde yaşanan süreçler, zamanla ulusal ve uluslararası ölçeklerde birtakım koruma ilkelerinin belirlenmesini ve kültürel mirasın dokümantasyonun yapılmasını, belirli ilke ve standartların geliştirilmesini zorunlu kılmış, bu kapsamda dünya genelinde ve ülkeler özelinde birtakım sözleşmeler, yasalar, tüzükler ve yönetmelikler tanımlanmıştır. Bu kapsamda, 1962'de koruma alanları için geliştiren Malraux Yasası, korumanın sürekliliğinin sağlanması, anıtların çağdaş yaşam içinde toplumsal amaçlarla kullanılıp değerlendirilmesi ilke olarak kabul edilmiş olan 1964 tarihli “Venedik Tüzüğü”, 1976 tarihli tarihi çevre değerlendirme ve korumaya ilişkin Nairobi Tavsiye Kararları”nda ve 1987 “Washington Tüzüğü”nde yer alan tarihi çevrelere yönelik tespitlerin ortaya koyduğu başlıklar çerçevesinde; 2011 yılında “Tarihi Kentlerin ve Kentsel Alanların Korunması ve Yönetimi ile İlgili Valetta İlkeleri” isimli ICOMOS tüzüğü vb. ölçütler, tarihi bağlamda yeni yapılaşma konusunda tasarım yaklaşımları araştırılacak, sonrasında koruma kararları ve farklı ölçeklerde tasarım yaklaşımları için bir öneri sunulacaktır. Yapılacak çalışmada; kentlerin gelişim süreçleri içerisinde yer alan farklı dönemlerin kentsel ve mimari yapıları arasında;
· Malzeme, ölçek, kütlesel ve mekânsal özelliklerinin bir arada değerlendirilebilmesi,
· Kentsel tasarım kararlarının saptanması,
· Afet dirençli tasarım ve yapılaşma yaklaşımlarının değerlendirilmesi,
· Örnek yapılaşma ve kullanım alanlarının incelenmesi,
· Kamusal mekân kullanımı ile tasarım kriterlerinin saptanması
amaçlanmaktadır.
Buna ek olarak, çalışma kapsamında 1972 Dünya Miras Antlaşması’na göre “Kültürel Miras” olarak tanımlanan sit alanları, yapı grupları, anıtlar ve sivil mimarlık örnekleri ile somut miras ögelerinin korunması ve koruma sürekliliğinin sağlanması esas alınacaktır.
Projenin çalışma planında da belirtildiği gibi çalışmanın öncelikle;
· --Literatür araştırması ve sözlü tarih çalışmaları ile alanın güncel ve tarihi verileri üzerinden kimliğine dair bir çözümleme çalışması gerçekleştirilecektir,
· --Alan çalışmasında gerek koruma gerek tasarım kararları açsından detaylı veri toplanması içi farklı derinlik ve ölçeklerde yapılı çevre, açık alan ve koruma durumunu inceleyen analiz grupları çalışılacaktır,
· --Alanın morfolojisini ortaya koymak amacıyla, korunacak biçimsel ögelerin çeşitliliğinin saptanmasının yanı sıra, tasarım girdisi olabilecek tipolojik veriler ortaya konulacaktır,
· --Mevcut durum tespitinin ardından SWOT (Güçlü Yön, Zayıf Yön , Potansiyel, Tehdit) analizi ve benzer yöntemler kullanılarak alanın özgün değerleri, sorun ve potansiyelleri ortaya konulacaktır.
Bu çözümleme ve değerlendirme aşamalarının ardından koruma kararları ve ilkeleri bağlamında bir yaklaşım ortaya konacak ve çağdaş tasarım yaklaşımları için bir öneri sunulacaktır.
Sunulan yaklaşımın, korumanın tekil yapı ölçeğinde değil bütünsel bir koruma kavramı olarak değerlendirmeye alınması ve tartışılması, ülkemizde tarihi alanlarda kültürel katmanların kaybolmasının engellenmesi ve bu katmanlar arasındaki geçişin yapılandırılması kapsamında özgün bir kılavuz niteliğinde metodolojik bir yaklaşım olması öngörülmektedir.