Bilişim Teknolojileri Kurslarına Katılan Yetişkinlerin Kurs Bırakma Durumlarının Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi ISMEK Örneği


Creative Commons License

TOKATLI H., YILMAZ M. B.

4. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi, İstanbul, Türkiye, 4 - 07 Mayıs 2012, ss.2318-2323

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.2318-2323
  • Yıldız Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ KURSLARINA KATILAN YETİŞKİNLERİN KURS BIRAKMA

Yetişkin eğitiminin örgün eğitimden -yetişkinlere özgü bilişsel, fiziksel, psikolojik ve

sosyokültürel özelliklerden kaynaklanan- farklı yönleri bulunmaktadır. Yetişkin öğrenenler öğrenme

ortamına kendi bilgi birikimleri, deneyimleri ve değerleriyle gelir, genellikle kendi arzularıyla ve

belirli amaçları doğrultusunda katılırlar. Genel anlamda katıldıkları eğitim ve eğitim süreci ile ilgili

birtakım ön beklentilere sahiptirler. Ancak bu beklentileri karşılanmazsa eğitimi kolayca terk

edebilirler. Diğer yandan yetişkinlerin eğitim süreçlerinin arka planında aile ilişkileri, çalışıyorlarsa iş

dünyaları, diğer sosyal ilişkiler gibi yaşam koşulları önemli rol oynar. Bu ilişkiler de eğitimden

almaları gereken verimi etkileyebilir ya da eğitimi tamamlamadan terk etmelerine yol açabilir. Genel

olarak eğitimi tamamlamadan bırakma yetişkin eğitiminin önemli problemlerinden biri olarak

karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi

Kursları (İSMEK) tarafından yetişkinlere yönelik meslek edindirme amaçlı açılan kurslara devam eden

148 kursiyerin kursu bırakma durumları incelenmiş ve 28’inin kursu bıraktığı (%19) gözlenmiştir.

Kursiyerlerin kursu bırakma durumlarının cinsiyet, yaş, medeni durum, meslek ve kurs türüne göre

farklılaşıp farklılaşmadığını belirleyebilmek üzere ki-kare analizleri gerçekleştirilmiştir. Yapılan

istatistiksel analizler kursu tamamlamadan bırakmanın yaş, medeni durum ve çalışma durumuna göre

anlamlı şekilde farklılaştığını, buna karşılık cinsiyete göre ise anlamlı fark olmadığını göstermektedir