Bulgaristan Türklerinin eğitim yaşantılarına yönelik bir sözlü tarih çalışması (1944-1989)


Creative Commons License

Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkçe Ve Sosyal Bilimler Eğitimi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2023

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: NİHAL SEÇMEZ

Danışman: Genç Osman İlhan

Özet:

Bulgaristan II. Dünya Savaşı sonrasında, Sovyet etkisi altına girmiş ve ülkede bir rejim değişikliği yaşanmıştır. Bulgaristan'da komünizm rejiminin hâkim olması ile birçok alanda değişim ve dönüşüm yaşanmaya başlanmıştır. Hayatın her alanında yaşanan değişim Bulgaristan'daki en büyük azınlık kitle olan Türklerin yaşantılarına da etki etmiştir. Türkler başta eğitim olmak üzere değişen hayatın her yönüyle bu sürecin etkisi altında kalmışlardır. Bu noktada çalışmanın amacı 1944-1989 yılları arasında Bulgaristan'da eğitim görmüş ve daha sonra Türkiye'ye göç etmiş Türklerin eğitim yaşantılarının farklı yönleriyle incelenmesidir. Çalışmada nitel araştırma deseni benimsenmiş olup yöntem olarak sözlü tarih tercih edilmiştir. Sözlü tarih yöntemi, tarihin kapsamını genişleterek, insanların sosyal ve kültürel yaşantıları, eğitim durumları, gelenek ve görenekleri, göç savaş vb. durumlarda yaşadıkları olay ve durumları daha farklı boyutlarıyla ele almamızı sağlamaktadır. Ayrıca sözlü tarih çalışmaları tarihsel bir dönemi yaşamış ve bu döneme tanıklık etmiş kişilerin belleğine başvurarak, kişilerin aktardıkları üzerinden o dönemin farklı bakış açılarıyla değerlendirilmesine olanak sağlamaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu 1944-1989 yılları arasında Bulgaristan'da eğitim almış sonrasında Türkiye'ye göç etmiş 14 Bulgaristan göçmeni oluşturmuştur. Araştırmanın sonuçları Bulgaristan'daki Türk nüfusun eğitim tarihlerine ve eğitsel yaşantılarına yönelik önemli sonuçlar barındırmaktadır. Katılımcılar Bulgaristan'da komünizm döneminde aldıkları eğitimin kendilerini çok yönlü ve çok boyutlu vatandaşlar olacak şekilde yetiştirdiğini belirtmiş, yaz ve kış aylarında kamplar ve farklı organizasyonlar ile her daim eğitim sisteminin içerisinde yer aldıklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca okullarda Bulgar-Sovyet ağırlıklı bir eğitim almışlar, okudukları dersler ve programlar da bu öğretiyi verecek şekilde hazırlanmıştır. Katılımcılar köylerde bile iyi donanımlı okulları olduğunu belirtmiş, çoğu katılımcı eğitim masrafının devlet tarafından karşılandığını ifade etmiştir. O dönem öğrenim gören öğrencilerin her kademe için değişen okul kıyafetleri olduğu belirtilmiş, ayrıca her sabah dersler başlamadan mutlaka egzersiz yaparak okula girildiği aktarılmıştır. Bulgarca okullarda öğretilen ilk dil olmakla birlikte, bunun yanında Rusça ve Fransızca dilleri de ortaokul itibariyle öğrencilere aktarılmıştır. O dönemin anlayışı herhangi bir dini kabul etmediği için okullarda da din eğitimi yapılmamıştır. Katılımcılar Türklere yönelik baskı dönemi başlayana kadar Bulgar arkadaşları ile aralarının iyi olduğunu belirtmiş, fakat özellikle isim değişikliğinden sonra bu durumun sosyal ilişkilerini de zedelediğini aktarmıştır. Katılımcılar derslerde Türk-Osmanlı imajının çok kötü ve olumsuz bir şekilde ele alındığını bu durumun da Türkleri rahatsız ettiğini ifade etmiştir. Bunun için de bir propaganda aracı olarak sinemalar kullanılmıştır. Türkçe eğitim ve Türk tarihi ile ilgili herhangi bir eğitim alamadıklarını ifade etmişler, komünizm öğretilerine uyacak şekilde bir eğitimin planlanmış olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcılar o dönemin eğitim sisteminin mesleki eğitim, el işi, spor ve zanaat alanlarında iyi bir eğitim verdiğini aktarmıştır. Ayrıca Bulgaristan'ın milli bayramlarına ve rejimin önemli günlerine karşı çok duyarlı olduğunu böyle zamanlarda herkesin kutlamalara ve törenlere katılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Katılımcılar eğitim hayatlarında ayrıştırıcı birçok davranışa maruz kaldığını aktarmış, Bulgar öğrencilerin daha ön planda tutulduğunu, öğretmenlerin Bulgar öğrencilerle daha çok ilgilendiğini ve onların daha başarılı görüldüğünü ifade etmişlerdir. Katılımcılar bir vatandaş olarak kendilerinden beklenen özellikleri disiplinli, zaman kavramına önem veren, içinde yaşadığı topluma ve çevresine zarar verecek davranışlarda bulunmayan, yalana, hırsızlığa, şiddete başvurmayan vatandaşlar olarak ifade etmişlerdir. Bulgaristan'ın zaman yönetimi ve disiplin kavramlarına çok önem verdiğini, uygulamalarıyla bu önemi gösterdiğini belirtmişler, Türkiye'ye göç ettiklerinde de bu özelliklerinin balkan göçmenlerini ayırt edici bir özellik olarak görüldüğünü ifade etmişlerdir. Katılımcılar isim değiştirme sürecinde ve baskı döneminde çok zorluklar yaşadıklarını aktarmış, bu süreç eğitim, sosyal, kültürel hayatlarını olumsuz etkilerken Türk kimliğinin yok sayılması ve ellerinden alınmaya çalışılması hayatlarında acı bir yaşantı olarak yer edinmiştir.