Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2025
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: CANSU ERCAN
Danışman: Eyüp Şişman
Özet:
Kuraklık günümüzde su kaynaklarının
yönetiminden, tarım, ekonomi ve sanayiye kadar pek çok sektörde önemli yıkıcı
etkileri olan, yavaş ve sinsice ortaya çıkıp gelişen zararlı doğal afetlerden
birisidir. Kuraklık olaylarının başlaması, zamansal ve uzamsal değişimleri,
süresi, şiddeti, frekansı ve kuraklık özelliklerinin tanımlanması tartışılan varsayımlara
dayanır. Son yıllarda iklim değişikliği etkisiyle sıklık ve şiddetinde
değişimler görülebilen kuraklık olaylarının ve karakteristiklerinin doğru ve
güvenilir şekilde hesap edilip öngörülmesi, özellikle çevresel
sürdürülebilirlik ile su kaynaklarının korunması açısından kaçınılmaz bir
gereklilik haline gelmiştir. Kuraklık analizlerinde en fazla tercih edilen ve
bu tez çalışmasında da kullanılan yöntemlerden biri olan Standartlaştırılmış
Yağış İndeksi (SPI), olasılık temelli standartlaştırma prensibine
dayanmaktadır. Literatürde yöntemin uygulamasına bakıldığında genelde tüm
verilerin tek bir modelde değerlendirildiği, bu tez çalışmasında da klasik
yaklaşım olarak isimlendirilen K-SPI uygulaması, az sayıda çalışma dışında, pek
çok araştırmada kullanılmıştır. Buna karşın her ayın verisinin kendi grubu
içerisinde modellendiği kuraklık indeks hesap uygulaması nadiren de olsa tercih
edilmektedir. Bu tez çalışmasında söz konusu uygulama farklılıklarının kuraklık
analizleri ve özellikleri üzerindeki etkilerini ortaya koymak amacıyla klasik
SPI (K-SPI) ve dinamik SPI (D-SPI) karşılaştırması yapılmıştır. Bu kapsamda, Antalya Havzası’nda 1969–2022
dönemine ait aylık yağış verileri kullanılarak 3, 6 ve 12 aylık zaman
ölçeklerinde kuraklık analizleri gerçekleştirilmiştir. Analizlere
başlanabilmesi için ilk olarak eksik veriler tamamlanmış, homojenlik analizleri
gerçekleştirilmiş ve uygun olasılık dağılım fonksiyonları belirlenmiştir.
Sonrasında klasik ve dinamik SPI uygulamaları yapılarak kuraklık indeksleri ve
kuraklık özellikleri hesaplanmıştır. Ardından kuraklık karakteristiklerinin
mekânsal ve zamansal değişimleri incelenerek, ham veriler ve kuraklık
indekslerindeki trendler Mann-Kendall, Sen’s Slope ve Frekans-Yenilikçi Trend
Analizi (F-ITA) yöntemleriyle tanımlanmıştır. Araştırma sonucunda kısa SPI-3 ve
orta vadeli SPI-6 zaman ölçeklerinde, klasik ve dinamik SPI uygulama sonuçları
arasında belirgin farklılıklar tespit edilmiştir. Dinamik SPI, özellikle kısa
ve orta ölçeklerde klasik SPI' ya göre, daha uzun kuraklık süreleri
öngörmüştür. Ancak SPI-12 zaman ölçeğinde iki uygulama sonucu arasındaki
farklar azalmaktadır. Hazırlanan kuraklık haritalarına göre genelde kıyı bölgeleri
daha fazla kuraklık tehlikesi altındadır. Elde edilen bulgular, SPI
uygulamalarında yaklaşım farklılığının kuraklık analiz ve modellerinde kritik
öneme sahip olduğunu ve uygulama seçiminin özellikle kısa ve orta vadeli
kuraklık karakteristikleri üzerinde doğrudan etkili olduğunu gösterir. Yapılan
trend analizleri sonucunda, sıcaklıklarda anlamlı ve havza geneline yayılan bir
artış eğilimi gözlemlenirken, yağış serilerinde ise genel olarak anlamlı
eğilimler belirlenmemiştir. SPI indeksleri üzerinden yapılan analizlerde ise
özellikle SPI-6 ve SPI-12 zaman ölçeklerinde havzanın güney kesiminde kuraklık
şiddetinde belirgin artışlar tespit edilmiştir. Bu tez çalışması, Antalya
Havzası'nda iklim değişikliği ile kuraklık tehlikelerinin daha da
artabileceğini su kaynaklarının planlanması, su yönetimi ve tarım konularında
eğilim ve kuraklık araştırmalarının önemini göstermektedir.