Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, -, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2022
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: BURAK ELEMAN
Danışman: Burak Birol
Özet:
MİG/MAG kaynağı metallerin
birleştirilmesinde en çok tercih edilen yöntemlerden biridir. Özellikle
çeliklerin kaynağında sıkça kullanılan bu yöntem zaman içerisinde teknolojik
gelişmelere paralel olarak farklı özellikler kazanmıştır. İnvertör
teknolojisinin getirdikleriyle birlikte yeni nesil kaynak makineleri daha hafif
olma, daha kararlı kaynak arkı oluşturabilen, tek makine ile farklı kaynak
yöntemlerini uygulayabilen, robot entegrasyonu sağlayan ve kaynak hatalarını
önlemek adına farklı çözümler sunabilen bir kimliğe bürünmüştür
Günümüz endüstrisinde geleneksel
çözümler yerini yeni nesil teknolojilere bırakırken kaynaklı imalat yapan iş
yerlerinde hala geleneksel kaynak makineleri ilgi duyulan bir teknoloji olarak
yer almaktadır. Bunlara ek olarak dünyada endüstri 4.0’ın yaygınlaşması
sonucunda üretimde yüksek verim ve düşük hata sağlayan makineler ve birden çok
probleme çözüm getiren akıllı cihazlar yerini sağlamlaştırmaktadır.
Çalışmada MİG/MAG kaynak
makineleri yeni nesil (invertör) ve geleneksel olarak sınıflandırılmıştır.
Kaynaklı imalat sırasında ana malzeme için üretimde sıkça kullanılan S355J2+N
kalite çelik tercih edilmiştir. Uygulamada aynı kalite malzeme, aynı sarf ile
benzer ısı girdisinde birleştirilmiştir. Köşe ve alın kaynağı şeklinde
birleştirilen parçalar aynı kaynakçı tarafından kaynatılmış tek değişken ise
kullanılan makinelerin teknolojisi olmuştur. İşlem sonrasında makro yapı ve
mekanik özellikler incelenerek bu verilerin karşılaştırılması yapılmıştır.
İncelemeler EN ISO 15614-1 standardına göre yapılarak geleneksel ve yeni nesil
(invertör) kaynak makinelerinin karşılaştırılması sağlanmıştır. Yapılan
karşılaştırmalarda yeni nesil kaynak makinesinin aynı ısı girdisi ile
gerçekleştirilen kaynak işleminde geleneksel kaynak makinesine göre daha iyi
bir nüfuziyet profili oluşturduğu gözlenmiştir. Ayrıca bir kaynak hatası olan
sıçrantı problemini oldukça azalttığı ve krater çatlağı gibi süreksizlikler
içinde çözüm sağlayabildiği anlaşılmıştır.