ŞANTİYEDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ VE BİR UYGULAMA


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: İstanbul Arel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Serkan Duran

Danışman: Coşkun Özkan

Özet:

İnşaat Mühendisliği, toplumun en küçük çekirdeği aile olmak üzere, tüm hayata katılım sağlayan kitleyin yaşam koşullarını iyileştirmek açısından, bir organizasyonu düzenleyen, takibini yapan ve sonuç ürününü ortaya koyan mühendislik dalıdır. Bu tanım uzun yıllar yapmış olduğum mesleki hayatımda, toplumun yaşanılabilir bir mevcuda yani zemine sahip olması açısından, takip ettiğim ve meslektaşlarıma ve kendime yakıştırdığım genel bir tanımdır. Ancak inşaat mühendisliği, mesleki olarak fen bilimlerinin yani fiziği, matematiği ve kimyayı, insanların kaliteli yaşayabilmesi açısından var olan tüm yapıların oluşumunda bir araya getirerek kullanabilen meslek dalıdır. Çevremizde gördüğümüz yaşamımıza kolaylık katacak olan hemen hemen her türlü yapı ve benzeri ürünlerin, yapım aşamasında yer almış bir inşaat mühendisi vardır. İnşaat mühendislerinin zamanla kazanmış olduğu tecrübelerden yapılan eserlerde kendine düşen hisseyi alarak daha dayanıklı ve kaliteli bir zemine oturmuşlardır. İnşaat mühendisliği yukarıda bahsedildiği gibi ilk anlamda teknik işleri mimari projelere uygun bir şekilde mevcuda işlenmesi açısından organizyonu kuran kontrol eden ve sistematik çalışmanın sonucunda ürünü ortaya koyan kişi olarak algılanabilir. Ancak tüm bunların yanı sıra psikolojik açıdan tüm çalışanlar ile iletişimini belirli bir çizgide sıcak bir yapıya oturtarak çalışanlar ile arasındaki ve çalışanların birbiri arasındaki motivasyonu arttırarak aynı zamanda ürünün daha sağlıklı ortaya çıkmasını sağlayan kişidir. Genel açıdan çalışma sahası incelendiğinde gözle görülebilir her yapıda işlem gerçekleştirmişlerdir. Mesleki açıdan inşaat mühendislerinin çalışma alanları şu şekilde sıralanabilir; her türlü bina, baraj, havaalanı, köprü, yol, liman, kanalizasyon, su şebekesi vb. hizmet ve endüstri yapılarının planlanması, projelendirilmesi, yapımı ve denetiminde yer alır, eğitim ve araştırmalara katılırlar. vi İstanbul’da faaliyet gösteren inşaat şirketlerinin birçoğu üst yapı hizmetlerinde faaliyet göstermektedir. İstanbul taşımış olduğu ve sürekli artan nüfusuna bağlı olarak yaşamın daha sağlıklı olabilmesi için konut, alt yapı ve bunlar arasında yaşamın devamlılığı açısından insanların rahat seyahat edebilmesi için raylı sistemler vb. toplu taşımalara ait yapılara ihtiyaç duymaktadır ve son dönemde bu gibi yapılar artmaktadır. Bu artışa bağlı olarak inşaat mühendislerinin İstanbul’daki çalışma alanları nüfusun ihtiyacına göre şekillenmiştir. Şantiye ortamında uzun yıllar çalışmış bir inşaat mühendisi olarak, bu süre zarfında şantiyede bulunan personelin eğitim düzeylerine göre imza yetkisi olanlar yani lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki çalışanlar ile imza yetkisi olmayanların yani ilkokul, lise, ön lisans düzeyindeki personellerin şantiye ortamındaki en önemli unsur ve kalite açısından artırıcı olan İSG’ye yaklaşımlarının ve uygulayışlarının farklılaştığını gözlemlemiş bulunmaktayım. Şantiye ortamında İSG uygulanırken imza yetkisi olmayanların kurallara göreceli bir kavram gibi yaklaşmaları bunlara yorum getirerek kendi düşüncelerini İSG kuralları gibi şantiyede uygulamaya çalışmaları İSG ’nin şantiyelerde sağlıklı bir şekilde işleyişini önlemekle birlikte, kaza ve can kayıplarına neden olacağı tarafımdan düşünülmektedir. Düşüncemin kanıtlanarak şantiye ortamında imza yetkisi olanlarla olmayanların İSG ’ye yaklaşımlarını ortaya koymak açısından, İstanbul’da faaliyet gösteren inşaat şirketlerinde araştırma yapılmış, yapılan araştırmaların SPSS programında t-testine tarafımdan tabi tutulmuş ve sonuçlara yer verilip önerilerde bulunulmuştur.