Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2023
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: SENANUR DOKUZ
Danışman: Tülin Özbek
Özet:
Staphylococcus aureus, salgıladığı birçok toksin ve virülans ile fırsatçı bir
patojen özelliği göstererek konukçusunu istila eder. İmmün sistemden kaçarak
pnömoni, deride enfeksiyon, impertigo, toksik şok sendromu gibi çeşitli
hastalıklara sebep olabilen S.aureus, uzun yıllar antibiyotiklerle tedavi edilmiştir.
Ancak yoğun ve bilinçsiz antibiyotik kullanımınıyla gelişen dirençli S.aureus
suşları günümüzde nozokomiyal enfeksiyonların en önemli nedenlerindendir.
Bakterileri özgül bir şekilde tanıyarak enfekte eden bakteriyofajların terapötik
kullanımı, antibiyotik direnciyle mücadele için çeşitli stratejilerin bir parçası
olmaya uygundur. Bakteriyofajların bakterileri enfekte etmesi, fajların reseptör
bağlayıcı proteinleri (RBP) ile konakçı bakteriler üzerindeki reseptörüne spesifik
ve geri döndürülemez şekilde bağlanması ile başlar. Reseptör bağlayıcı
proteinlerin bakteriyi tanımadaki bu özgüllüğü, hedeflendirilmiş nanopartikül
temelli ilaç taşıma sistemlerinde kullanılabilirliğinin anahtarı olmuştur.
Nanotaşıyıcılar, özellikle hedeflenebilir oluşlarıyla içerdikleri etkin maddenin etki
bölgesine ulaşan konsantrasyonunu arttırarak tedavide gerekli dozajı düşürme,
hedefleri dışındaki bölgelere etkin madde maruziyetini azaltarak yan etkileri
14
indirgeme, biyobozunur ve biyouyumlu oluşu ile güvenli kullanımı, kontrollü ve
sürekli salım yapabilme, etkin madde çözünürlüğünü iyileştirme gibi avantajlara
sahiptirler.
Sunulan tez çalışmasında konakçısı S. aureus olan fajın reseptör bağlayıcı
proteini rekombinant DNA teknolojisi tekniklerinden faydalanılarak eksprese
edilmiş, western blot tekniği ile protein üretimi doğrulanmış ve beklenildiği üzere
53 kDa boyutunda protein tespit edilmiştir. S. aureus-RBP etkileşimi ELISA
yönteminde 450 nm’de alınan absorbans değerlerlerinin bakteri ve protein
konsatrasyonları arttıkça anlamlı bir şekilde artışı ile ve mikroskobik analizlerde
floresan işaretli proteinin S. aureus yüzeyindeki görüntüsü ile kanıtlanmıştır.
Devamında, rifampisin antibiyotiği yüklü PLGA nanopartikülün sentezi ve
karakterizasyonu çalışmaları yapılarak sentezlenen yaklaşık 250 nm, zeta
potansiyeli -30 mV ve PDI değeri 0.3 olan nanopartiküllerin yüzeyine RBP’nin
konjugasyonu gerçekleştirilmiştir. Konjugasyon sonrası üretilen
nanopartiküllerin boyutlarının 300 nm’ye yükseldiği, zeta potansiyellerinin -10
mV ve PDI değerlerinin 0.5 olduğu tespit edilmiştir. Enkapsülasyon etkinliği %35
ve ilaç yükleme kapasiteleri %26 değerlerinde olan nanopartiküllerin
konjugasyon sonrası FT-IR incelemeleri sonucunda 1650 ve 1550 cm -1
bölgelerinde var olan ana amid bantlarınsahip oluşları ile proteinin nanopartikül
yüzeyine dekorasyonu gösterilmiştir. Salım profilleri belirlenen ve antimikrobiyal
etkinlikleri incelenen nanopartiküllerin S. aureus suşlarına karşı MİK
değerlerinin serbest rifampisin ile kıyaslandığında daha düşük olduğu tespit
edilmiştir.