Asos Journal, the Journal of Academic Social Sciences, no.54, pp.302-309, 2017 (Peer-Reviewed Journal)
The awakening movements that started in the western world in the middle ages of
cultural history are based on scientific thinking. The tools that people need and the
tools they achieve to make their lives easier and the achievements they have achieved through scientific means have added power. Every tool that man has developed
in his struggle with nature has initiated changes in the physical world, in the physical world. In the 18th century, the use of railway carriages for transport in coal mines in Britain opened the idea of inventing the steam train machine. It caused the
person to face a new mechanistic universe. The concept of speed in the new world
table, which started with the consolidation of geographies in the area of
transportation and transportation, brought about fundamental transformations in the
world of perception and concept. As a result, Man has begun a social transformation from a social structure (agriculture) to another (industry) with the fluctuations
of nature, social environment. In the world of art and science, interest in nature has
increased, and the beginning of reason and reason has become the basis for changes
in the world of perception and concept. The form and form of expression that had
been influenced by this had to change. The artists were winking at a new world of
imagination and thought, not in the way of seeing them, but in describing imaginations and thoughts based on the concept. We are witnessing the necessity of recognizing the ever changing forms of communication in the context of science and art
at the same time in the context of complementary disciplines.
Kültür tarihi içinde ortaçağda batı dünyasında başlayan uyanış hareketlerinin bilimsel düşünüşe dayanır. İnsanın gereksinim duyduğu ve yaşamını kolaylaştıracak
araç-gereç ve bilimsel yollarla elde ettiği başarılar gücüne güç katmıştır. İnsanın
doğa ile mücadelesinde geliştirdiği her araç insanın dış dünyasında, fizik dünyadaki değişimleri başlatmıştır. 18. yüzyılda İngiltere'de kömür madeninde taşıma
amaçlı raylı vagonların kullanılması düşüncesi buharlı tren makinesinin icadına giden düşünce ufkunu açmıştır. İnsanın yeni mekanist bir evrenle yüz yüze kalmasına
sebep olmuştur. Tren, ulaşım alanında coğrafyaları birleştirmesiyle başlayan yeni
dünya tablosunda hız kavramı, insanın algı ve kavram dünyasında köklü dönüşümleri de beraberinde getirmiştir. Bunun neticesi olarak İnsanın doğa, sosyal çevre
oynaklıkları ile bir sosyal yapıdan (tarım) diğer bir (endüstri) toplumsal dönüşümü
başlamıştır. Sanat ve Bilim dünyasında doğaya olan ilgi artmış, algı ve kavram
dünyasında değişimlere zemin oluşturacak akıl ve us çağı başlamıştı. Bilimsellik
başlamış sanatta bundan etkilenmiş form ve ifade biçimi değişmek durumunda
kalmıştır. Sanatçılar artık gördüğünü değil, kavrama dayalı hayal ve düşüncelerini
betimlemek durumunda hayal ve düşünce ağırlıklı yeni bir dünyaya göz kırpmaktaydı. Bilim ve sanat bileşkesinde her dönemde iletişimin bu iki zıt aynı zamanda
birbirinin tamamlayıcısı disiplinler ekseninde her geçen gün değişen iletişim biçimlerini tanıma zorunluluğuna tanık olmaktayız.