Hece, Ankara, 2008
Hermeneutik, Batı kültürünün en eski ve en köklü konularından
biridir. Öyle ki, yüzyıllardan beri felsefe, filoloji, sanat, teoloji, hukuk ve
bilim açısından, bu kültürü besleyen ve zenginleştiren ana temalardan biri
olmuştur. Bir yorum sanatı, bir metin kritiği, bir tefsir anlayışı, bir bilme
yöntemi, bir anlama kuramı olarak tarih içinde farklı nitelikler kazanmış,
Schleiermacher ve Dilthey’la birlikte kendi tarihi içindeki en büyük
sıçramasını gerçekleştirerek insan dünyasına ait ifadeleri anlamanın sanatı ve
bilimi haline gelmiştir. Daha sonra başta Heidegger, Gadamer, Habermas,
Derrida, Ricoeur gibi çağdaş düşüncenin ana eksenini temsil eden birçok
filozofta karşılık bulmuş, felsefi, sanatsal ve varoluşsal açılımlara
kavuşmuştur. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından, özellikle de son çeyreğinden
itibaren yeniden kültür ve düşünce dünyasının öne çıkan konularından biri
haline gelmiş, sanattan politikaya, bilimden felsefeye, ilahiyattan eğitime varıncaya
değin pek çok alanda, konuların tartışılma ve ele alınış biçiminde etkili olmuştur.
Hermeneutik zaman içinde farklı anlamlar kazanmış,
farklı kılıklara bürünmüştür. Onu değişmez bir tanımın içine almak, tekdüze bir
gelişim çizgisi içinde görmek yanıltıcı olacaktır. “Hermeneutiğin evrimi” gibi
bir başlık, devasa bir yükün altına girmek anlamına gelir; üstelik kendi içinde
bir o kadar da büyük bir iddia taşır. Başlığa “Kesitler” sözcüğünü eklemekle sorumluluğumuzu kısmen de olsa taşıyabileceğimiz
makul bir düzeye çektiğimizi ümit ediyoruz. Hermeneutiğin
Evrimi adlandırmasındaki keskin ve otoriter ifadeyi yumuşatarak sanki yükü
kendi sırtına alan bu sözcük, beklide başka hiçbir yerde bu kadar anlamlı ve
içtenlikli durmamıştır. Dolayısıyla Hermeneutiğin
Evrimi, “Kesitler” başlığını taşıyan bu çalışma, hermeneutik konusunda
genel bir bakış açısı vermeyi değil, daha çok ele aldığı örneklerle bu süreçten
kesitler sunmayı amaçlıyor. Ele alınan kesitlerin, hermeneutiğin günümüze doğru
evrimini yansıtacak örneklerden seçilmesine özen gösterilmiştir. Bu kapsamda
etimolojik ve tarihsel bir bakıştan sonra ele aldığı hermeneutik düşünürlerle
hermeneutiğin tarih içindeki seyrini yansıtmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda,
insanî-tarihsel alanı çağdaş bilimin gündemine metodolojik bir sorun olarak
getiren Giambattista Vico’nun tarih anlayışı, Johann Martin Chladenius’un
rasyonel hermeneutiği, Friedrich Schleiermacher’in genel hermeneutiği (romantik
hermeneutik), Wilhelm Dilthey’ın Yöntembilimsel hermeneutiğ, Martin
Heidegger’in Varoluşçu hermeneutiği, Hans-Georg Gadamer’in felsefi
hermeneutiği, Jürgen Habermas’ın eleştirel hermeneutiği çalışma içinde yer
almakta, son olarak da postmodernizm ve hermeneutik ilişkisi incelenmektedir.