Kent, İnşaat, Ekonomi Kongresi, Gaziantep, Türkiye, 2 - 04 Mayıs 2019, cilt.1, sa.1, ss.1
Ulaşım ve iletişim teknolojilerinin gelişimi ile mesafeler yakınlaşmış, kişiler daha hareketli hale gelmiştir. Öyle ki artık eski zamanlardaki gibi dünyaya gelinen yerleşimde yaşanıp ölünmesi nadir rastlanan bir durum olmuştur. Kişiler eğitim olanakları, iş fırsatları, daha yüksek yaşam kalitesine sahip olmak gibi çok çeşitli sebeplerle yaşamları boyunca defalarca yerleşim yeri ve konut değiştirmektedir. Ancak söz konusu hareketlilik kimi zaman isteyerek kimi zaman ise zorunlu olarak gerçekleşmektedir.
Oldukça yoğun konut kullanıcısı hareketliliğinin gerçekleştiği kentsel dönüşüm sürecinde ‘Yer’e Bağlılık’ kavramı önemli bir memnuniyet parametresi haline gelmektedir. Kişilerin konut alanı dönüşüm sürecinde özellikle zorunlu olarak yaşam alanlarını terk etmeleri durumunda ‘Yer’ ile kurdukları bağların yok olmasına sebep olmaktadır. Bu durum kişilerin hayat kalitesi ve konut kullanıcısı memnuniyet düzeylerinde düşüşe sebep olmaktadır.
Kişiler zaman içinde fizik mekan ile ilişkiler geliştirmekte ve yaşanmışlık biriktiren bu mekan ‘Yer’ anlamı taşımaktadır. Doktora çalışmalarımızın alan araştırmaları aşamasında gözlemlenen bu problem üzerine, kişilerin yaşam alanları ile kurdukları aidiyet ilişkisi ve ortaya çıkan ‘Yer’e Bağlılık’ hissinin araştırılması gerekli görülmüştür. Ancak günümüzde iletişim teknolojilerin sağladığı geniş imkanlarla uzak mesafeler yakınlaşmaktadır. Mekan kavramı, sadece fiziksel bir temsilin ötesine geçmiş sanal ortamlarda sosyalleşme ve sevdiklerimiz ile bir araya gelme günlük alışkanlığımız haline gelmiştir.
Bu bağlamda aidiyet ve yer ilişkisi sorgulamasına iletişim teknolojilerinin kullanımı da dahil edilerek bir araştırma tasarlanmıştır. Araştırma örneklemi İstanbul il sınırlarında yaşayan; 18-30, 30-45, 45-60 ve 60-75 olarak tanımlanan 4 farklı yaş grubundan 25’er kişi olmak üzere toplam 100 kişi ile anket çalışması yüz yüze görüşmeler halinde gerçekleştirilmiştir. Kişilerden aidiyet duydukları yeri tanımlamaları istenmiş, bu yere ilişkin sorular sorulmuş; aynı zamanda da bu kişilerin sosyal medya kullanımları ve diğer kişilerle iletişim kurma araçları sorgulanmıştır. Alandan elde edilen ham veri istatistik programı ile analiz edilmiş ve çıkan veriler yorumlanmıştır.
Araştırma ile değişen yaş grupları ile ‘Yer’e Bağlılık’ oranının değiştiği görülmüştür. Sosyal medya ve diğer
iletişim araçlarını kullanma sıklığının artmasıyla ilişkili olarak, yere olan aidiyet bağlarının zayıfladığı
sonuçlarına ulaşılmıştır.