Anadolu’da İnanç Mekânlarında Dönüştürmeler Uluslararası Konferansı, İstanbul, Turkey, 10 - 11 April 2021, pp.40-51
A strong trend in the literature of urban planning and geography discusses the problematic of identity spaces in the context of the inclusiveness of planning. As the demands of different cultural identities to be visible in the urban space, as well as population movements such as increased migration, asylum, etc., “identity places” become an important issue of planning (Healey, 1997; Sandercock, 2000; Germain & Gagnon, 2003; Gale, 2005). Identity spaces are extremely important and fragile areas for society in order to keep the values that communities feel alive and to pass on to future generations. Sustaining urban and even spatial values is of vital importance in maintaining identity because spatialization is a necessary precondition for both belonging and identity. On the other hand, as both societies, identities, cultures and individuals change and develop, it is inevitable for spaces to undergo change and transformation. The important point is to determine how this change and transformation process came about and whether it emerged from an internal or an external pressure. Urban transformation processes also emerge as processes of change that appear due to various obligations and demands, but include a spectrum that can reach forced transformation with increasing market pressure. Within the scope of this study, the processes of maintaining the existence of sacred places and places of worship, which are urban common areas and which are also the bearers of belief identity, to resist change, change, or adapt to change will be evaluated with a spatial planning perspective. In this evaluation, the comparison of urban sacred spaces will be made through various examples of transformation. Es-pecially in terms of the meaning of the space, what sacred spaces offer and what the indicators and spatial strategies that are necessary for the management of change transformation processes with inclusive planning processes will be opened to discussion. The principles that need to be rethought in terms of inclusive spatial planning of the standards of urban reinforcement areas such as spaces of cultural identity, religious or sacred places, and places of worship will be discussed. For this purpose, among the findings of field studies carried out by the author in Istanbul, examples of the struggle to preserve / maintain the existence of places of minority identity and the struggle for the establishment and recognition of Alevi places of worship will be shared.
Değişen Kentlerin Dönüşen Kimlik Mekanları Olarak Kutsal Yerler ve İbadethaneler
Kent planlama ve coğrafya yazınındaki güçlü bir akım, kimlik mekânları sorunsalını planlamanın kapsayıcılığı bağlamında tartışmaktadır. Artan göç, iltica vb. nüfus hareketliliklerinin yanı sıra farklı kültürel kimliklerin kent mekânında görünür olma talepleri arttıkça “kimlik yerleri” planlamanın önemli bir meselesi haline gelmektedir (Healey, 1997; Sandercock, 2000; Germain ve Gagnon, 2003; Gale, 2005).
Kimlik mekanları toplulukların kendilerini ait hissettikleri değerlerin yaşatılabilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için toplum açısından son derece önemi ve kırılgan alanlardır. Kentsel ve hatta mekânsal değerlerin sürdürülebilmesi kimliğin sürdürülmesi açısından hayati bir önem taşımaktadır. Çünkü mekansallaşmak hem aidiyet için hem de kimlik için gerekli bir önkoşul niteliğindedir. Öte yandan hem toplumlar hem kimlikler hem kültürler hem de bireyler değişir ve gelişirken mekanların da değişim ve dönüşüm geçirmesi kaçınılmazdır. Önemli olan nokta bu değişim ve dönüşüm sürecinin nasıl ortaya çıktığı ve içeriden bir taleple mi yoksa dışarıdan bir baskıyla mı ortaya çıktığının belirlenmesidir. Kentsel dönüşüm süreçleri de çeşitli zorunluluklar ve talepler sebebiyle ortaya çıkan ama piyasa baskısıyla daha da artarak zorla dönüştürmeye kadar gidebilen bir yelpazeyi içinde barındıran değişim süreçleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışma kapsamında da kentsel birer ortak kullanım alanları olan ve aynı zamanda inanç kimliğinin taşıyıcıları olan kutsal mekanların ve ibadethanelerin varlığını sürdürme, değişme dönüşüme direnme ya da değişime ayak uydurma süreçleri mekânsal planlama perspektifi ile değerlendirilecektir. Bu değerlendirmede kentsel kutsal mekanların çeşitli dönüşüm örnekleri üzerinden karşılaştırılması yapılacaktır. Özellikle mekanın anlamı açısından kutsal alanların neler sunduğu ve değişim dönüşüm süreçlerinin kapsayıcı planlama süreçleriyle yönetilebilmesi için gerekli olan göstergelerin ve mekânsal stratejilerin neler olabileceği tartışmaya açılacaktır. Kültürel kimlik mekânları, dini veya kutsal mekânlar, ibadet yeri gibi kentsel donatı alanları standartlarının kapsayıcı mekânsal planlama açısından yeniden düşünülmesi gereken esaslar tartışılacaktır. Bu amaçla yazar tarafından İstanbul’da yürütülmüş olan saha çalışmaları bulguları arasındaki azınlık kimlik mekanlarının varlığını koruma/sürdürme mücadelesi ile Alevi ibadethanelerinin kuruluş ve tanınma mücadelelerinden örnekleri paylaşılacaktır.
Anahtar kelimeler: Kutsal Mekan, İbadethane, Kapsayıcı Planlama, Kentsel Dönüşüm, Kentsel Donatı ve Kamusal Alanlar.