IX. Uluslararası TURKCESS Eğitim ve Sosyal Bilimler Kongresi, İstanbul, Türkiye, 18 - 20 Mayıs 2023, ss.404-405
Giriş:Yalnızlık bireylerin hayatlarını kişisel, eğitsel ve mesleki gibi çeşitli alanlarda olumsuz etkileyebilmektedir.
Sosyal medya uygulamaları, gün geçtikçe artan kullanıcı sayısı ile bireylerin önemli sosyalleşme kanallarından
biri olmuştur. Bu durum fiziksel ortamdaki yalnızlığa ek olarak sanal yalnızlık kavramının oluşmasına sebep
olmuştur. Sanal uygulamalarda geçirilen zamanın artması bireyin hayatına akademik anlamda da etki etmektedir.
Bireyin sanal ortamda hissettiği yalnızlık duygusu, dersini aldığı öğretim elemanı ve/veya sınıf arkadaşları ile
iletişime ve etkileşime girememesi, bununla ilişkili olarak sağlıklı bir şekilde görev paylaşımında bulunamaması,
dersinde istenilen kazanımlara ulaşmakta sorunlar yaşaması ve sonucunda potansiyelini ortaya koyamaması gibi
geniş bir yelpazede durum ve sorunlara yol açabilmektedir. Bu noktada eğitim süreçlerinin bir gereği olarak sanal
ortamlarda sıklıkla bulunması gereken öğrencilerin sanal ortamdaki davranışlarının bilinmesi önem arz etmektedir.
Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin karşılaşabileceği sorunlardan biri olan akademik umutsuzluğun sanal
yalnızlık ile olan ilişkisini incelemek amaçlanmıştır. Yöntem:Araştırma sorularını test edebilmek için veriler Sanal
Ortam Yalnızlık Ölçeği, Akademik Umutsuzluk Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Çalışmaya
Türkiye’nin 35 farklı ilinden 111’i erkek ve 189’u kadın olmak üzere, 300 üniversite öğrencisi katılım sağlamıştır.
Çalışma grubunun yaş ortalaması 23.06’dır (ss = 5.61). Çalışmanın deseni ilişkisel tarama modelidir. Verilerin
analizi için bağımsız gruplar için t-testi, Tek yönlü varyans analizi (Anova) , Pearson korelasyon analizi ve
doğrusal regresyon analizi gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Yapılan analizler sonucunda; akademik umutsuzluk ve
sanal yalnızlık için cinsiyete bağlı anlamlı bir farklılaşma görülmezken, sanal paylaşım ve sanal sosyalleşmenin
cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterdiği bulunmuştur. Hem sanal sosyalleşme hem de sanal paylaşım
düzeylerinin erkeklerde kadınlara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Sanal yalnızlık alt boyutlarından yalnızca
sanal sosyalleşmenin hafif düzey ve negatif yönde akademik umutsuzluk ile anlamlı ilişkisi olduğu saptanmıştır.
Yapılan regresyon analizine göre üniversite öğrencilerinin sanal sosyalleşme düzeylerinin, akademik
umutsuzluklarının toplam varyansının %6’sını açıkladığı bulunmuştur. Sonuç: Çalışmanın bulgularından yola
çıkarak, sanal yalnızlık için üniversite öğrencilerinin akademik umutsuzluklarının nedensel bir faktörü olarak
karşımıza çıkmadığı, ancak sanal sosyalleşmenin akademik umutsuzluğa karşı sosyal destek sağlama ile düşük düzeyde pozitif etkisi olabileceği yorumu yapılmıştır. Bu bakımdan sanal yalnızlığın neden akademik umutsuzluk
ile önemli bir ilişki göstermediği tartışılmış, öneri ve sınırlıklar sunulmuştur.