2000 SONRASI KLASİK KEMENÇE TAKSİM İCRALARINDA YENİ YÖNELİMLERİN İNCELENMESİ


Creative Commons License

Eruzun Özel A.

ULUSLARARASI SANAD KONGRESİ, İstanbul, Türkiye, 12 - 14 Aralık 2019, ss.45-54

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.45-54
  • Yıldız Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Türk makam müziğinin incesaz topluluklarında onsekizinci yüzyıldan itibaren yerini almış olan klasik kemençe, tınısı ve icra şekilleri bakımından son bir asırda bilgi verebilecek nitelikte ses kayıtlarına sahip olmuştur. Ses kayıt teknolojisinin ilk örnekleri, yirminci yüzyıl başlarında İstanbul’da fonograf ve kovanlarla kendini göstermiş, kovanlara yapılan kemençe taksim kayıtları Kemençeci Vasilaki (1845-1907) tarafından gerçekleştirilmiştir. Ardından gelen gramofon ve taş plak dönemi ile Tanbûrî Cemil Bey’in (1871-1916) tanbur, kemençe, lavta, viyolonsel ve yaylı tanburla yaptığı taksim ve eser icraları, saz müziğinin gelişmesi yolunda değer taşıyan önemli kayıtlar olarak tarihe geçmiştir. Makara bant, plak ve kaset dönemlerinde ise isimlerini çeşitli albümlerde, radyo ve televizyon programlarında duyurmuş daha fazla kemençe icracısı olduğu gözlemlenmiştir. Bu kayıtlarda yer alan geleneksel taksim formu da tarihsel süreçte giderek değişmeye ve uzun süreli taksimlere dönüşmeye başlamıştır. Kemençe artık tanbur ve ney ikilisine katılmış üçüncü bir önemli üye olarak, beraber taksim yapma anlayışının temsilcilerinden olmuştur. Zamanımıza yaklaşıldıkça dijital ortamlarda “compact disc”lere yapılan kaliteli ses kayıtları ile, kemençe icracılarında ve üretilen albümlerde hızlı bir artış yaşanmıştır. Yirminci yüzyılın sonlarına doğru Türk çalgı icralarında görülen yeni arayışlar, varolanın dışına çıkma ve farklılık gösterme çabaları, zamanla müzik endüstrisinin üretimlerinde kendisini göstermiştir. Bu arayışlar çerçevesinde çeşitli müzik türlerine katkıda bulunan klasik kemençe icraları da, taksimlerinde etkileşimler ve değişimler geçirmiştir. Bu çalışma ile son 20 yılın albümlerinde yer alan klasik kemençe taksimleri incelenmiştir. Tespit edilen kişisel albüm sahibi yedi kemençe sanatçısının yayınlanan son albümlerinin analizi ile, taksimler genel ve ayrıntılı olmak üzere iki kategoride incelenmiştir. Genel incelemede; eşlik çalgılar, makam kullanılışı, vasyasyonlar, tablo içerisinde süreleriyle gösterilmiştir. Ayrıntılı incelemede ise; klasik kemençe üslubunun taksimlere yansıyan en belirgin süslemeleri, dizi niteliğindeki ezgi yapıları ve çift ses kullanımı ele alınmıştır. Böylelikle, klasik kemençe taksimlerinin nasıl değiştiği ve gözlemlenen veriler ışığında geleceğe dair icra yorumlarının nasıl değişebileceği yönünde fikir verici özelliklerin tespiti, bu çalışmanın konusu olmuştur.

Anahtar Kelimeler: Klasik kemençe, taksim, üslup, etkileşim, değişim.

Classical kemençe, which has taken its place in the incesaz ensembles of Turkish maqam music since the eighteenth century, has had sound recordings that can provide information in the last century in terms of timbre and performances. The earliest examples of sound recording technology were shown by phonographs in Istanbul in the early twentieth century and kemençe taqsim recordings on the hives were made by Kemençeci Vasilaki (1845-1907). At the beginning of the gramophone period, Tanbûrî Cemil Bey’s (1871-1916) tanbur, kemençe, lute, violoncello and stringed tanbur taqsims (instrumental improvisations) and piece performances are important records for the development of instrumental music. In the record, vintage tape record and cassette record periods, it was observed that there were more kemençe performers who announced their names in various albums, radio and television programs. The traditional taqsim form in these records has also started to change gradually and turn into long-lasting ones. Kemençe is now a third important member of the tanbur and ney duo and is one of the representatives of improvisation. Over time, there has been a rapid increase in kemençe performers and produced albums with quality sound recordings made on compact discs. Towards the end of the twentieth century, the new searches in Turkish musical instrument, the efforts to move out of the existing and differentiate from the existing, have gradually manifested itself in the production of the music industry. Within the framework of these quests, classical kemençe performances that contributed to various musical genres have also undergone interactions and changes in their taqsims. With the analysis of the last released albums of seven kemençe artists who were the personal album owners, taqsims were examined in two categories as general and detailed. In the general examination; accompaniment instruments, maqam usage, variations, duration are shown in the table. In detailed examination; the most significant ornemantations of classical kemençe style reflected in taqsims, scale melody structures and the use of double sound are discussed. Thus, when the albums of the last 20 years are examined, it is the subject of this study to find out how the interpretation of the classical kemençe can be changed in the light of the observed data.

Keywords: Classical kemençe, taqsim, wording, interaction, changing.