Hece, Ankara, 2013
Felsefeden Edebiyata başlığını taşıyan bu eserde, edebiyat ve felsefe arasındaki ilişkiyi irdeleyen çalışmalar yer alıyor. Yazılar arasındaki farklılığa karşın, onları aynı başlık altında bir araya getiren ortak ruh, felsefe ve edebiyat ilişkileri konusunda olmaları, edebiyata ilişkin kimi sorunları felsefi bakışla ele almalarıdır. Çalışma yer yer akademik bir niteliğe bürünse de, genel olarak deneme eğilimi taşıyan yazılardan oluşuyor. Bunun, yazarı açısından, içindeki edebiyat sevgisini yansıtacak bir anlamı olabilir, ama bundan daha önemlisi, kusurları ve eksikleri karşısında kendisine bir mazeret de sunması ve “bu sadece bir denemeydi” deme hakkını tanımasıdır. Bu özelliği ile büyük iddialar taşımaz. Ortaya çıkış nedeni “yazma” ve “deneme sevgisi”yle açıklanabilir.
Kitabın bütünlüğünü oluşturan ruh, söz konusu denemelerin hemen hepsinde felsefeden edebiyata doğru bir yönelimlin olmasıdır. Sözgelimi, “Varoluş ve Edebiyat”, edebiyat ile varoluş arasında bir ilgi kurarak onların birbirlerini üretme biçimine işaret ediyor. “Felsefe ve Edebiyat”, edebiyat ve felsefe arasındaki “komşuluk”u, “ortak alan”ı belirgin kılmaya çalışıyor, bu şekilde edebiyattaki felsefeye ve felsefedeki edebiyata dikkat çekiyor. Aynı bölümdeki “Metafizik ve Edebiyat: Metafizik Sorundan Metafizik Gerçeğe” başlığını taşıyan çalışma, “metafizik sorun”un kavramsal yapısının edebiyat eserinde nasıl çözündüğünü, çözünerek nasıl yaşanan bir gerçeklik haline geldiğini, edebiyat eserlerinden yaptığı alıntılarla örnekliyor. “Türler ve İfade Biçimleri”nde şiir, masal, mektup, biyografi gibi edebi türler yanında bir ifade biçimi olarak “ironi” konusu ele alınıyor. Bir başka bölümde edebiyat eğitimine felsefi ve hermeneutik bir yaklaşım sergileniyor. “Basitin Poetikası”nda ise “çocukluk”, “anlama”, “yalınlık” “teknoloji” gibi kavramlar çerçevesinde çocuk edebiyatının kimi sorunlarına değiniliyor. “Edebi ve Felsefi Metin”de ise felsefe ve edebiyat arasında özetleyici bir karşılaştırma denemesi yer alıyor.
Burada, çalışmanın önemli sorunlarından birinden söz etmem gerekiyor: Kitap, belirli bir bütünlük içinde ortaya çıksa da, benzer konulara ilişkin farklı zamanlarda yazılmış makalelerden oluştuğu için, kimi bilgi ve ifadelerin yer yer tekrarlandığı gözlenebilir. Çalışma, makale bütünlüğü içinde değil de, kitap bütünlüğü içinde ortaya çıksaydı, o zaman bu sorunu aşmak mümkün olabilirdi. Oysa şimdi, her makalenin kendi içindeki bütünlüklü yapısı, kitabı söz konusu tekrarlardan arındırmayı zorlaştırıyor. Bu sorun, ilerleyen zamanlarda, Basitin Poetikası’nın farklı bir çalışma olarak değerlendirilmesiyle kısmen de olsa aşılabilir nitelikte görünüyor.