Milli Saraylar Sanat Tarih Mimarlık Dergisi, no.17, pp.163-178, 2019 (Peer-Reviewed Journal)
Bir Türk-İslâm şehri olarak İdil-Ural havzasının merkezinde, Sibirya ve Orta Asya’ya ulaşım yollarına hâkim bir konumda bulunan Kazan, kısa sürede hem ekonomik çekim alanı hem de bu havzada asırlar boyu süren kültürel etkileşime
dayalı rafine bir şehir kültürünün mekânı olmuştur. Kısa sürede özgün bir İslâm mimari sentezi içinde camiler, medreseler
ve sarayların inşa edildiği şehir, 1552’deki Rus işgaline kadar bu etkileşim kuşağının merkez şehri olma özelliğini korumuştur. Ruslar Kazan’ı alarak şehri yerle bir etmiş, tarih sahnesinden hanlığı adeta silmek istemişlerdir. Kazan Hanlığı’nın
Ruslar tarafından işgal edilmesi gerek doğu gerekse batıda bulunan Türk kavimleri için de bir dönüm noktası olmuştur.
Rusya’nın doğuya açılmasının önündeki ilk engel olan Kazan Hanlığı’nın düşmesi, Rusların Karadeniz, Kafkaslar yönünde
ilerleyerek Osmanlı Devleti’nin en güçlü düşmanlarından biri haline gelmesine neden olmuştur. O dönemde Kazan Hanlığı’nın düşmesi sonucunda Rus Çarlığı hemen hemen bugünkü Rusya topraklarına ulaşmıştır.