Sanat ve Hafıza


Creative Commons License

Taşdelen V.

Temrin, sa.58, ss.9-11, 2013 (Hakemsiz Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2013
  • Dergi Adı: Temrin
  • Sayfa Sayıları: ss.9-11
  • Yıldız Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Sanat, sözlü ve yazılı boyutuyla, bizzat “muhafaza” edici bir niteliğe sahiptir. Geçmişi, geçmiş yaşantıları, hadiseleri, adet ve alışkanlıkları, hatta mekânları muhafaza eder. Ne kadar ilgisiz de olsa, zaman ve mekân, fiziksel ve sosyal yapı, kokunun giysiye sindiği gibi siner sanat eserine. Fuzûli’nin şiirlerinde, kendi zamanının kokusu vardır. Dickens’in romanlarında kendi zamanının koşullarını buluruz. Mevlâna, kendi zamanının üslubuyla konuşur. Sadece kişiler, sosyal ve siyasal çevre değil, dağlar taşlar, bağlar bahçeler de edebiyat ve sanat eserlerinde yaşar. Ressamın tablolarında kendi zamanının sosyal ve siyasal dokusu, kendi zamanının simaları, cadde ve pazarları vardır; kendi zamanının ortamını tasvir eder onlar da. Giysiler, artık giyilmeseler bile resim ve edebiyat eserlerinde arzı endam ederler. Şehirler, artık içinde yaşanmasalar bile edebiyat ve sanat eserlerinde yaşarlar. İnsanlar, onca çeşitliliği içinde, sanat eserlerinden bakar, orada nefes alırlar. Edebiyatçı eserinde kendi zamanının sosyal, siyasal ortamını yansıtır. Artık yürünmese bile, yollar, edebiyat eserlerinde yaşar. Sisli, karlı ve dumanlı dağlar, yağmurlu ormanlar, çayırlar, ırmaklar ve dereler; onlar da edebiyat ve sanat eserlerinde daimi bir hayata kavuşurlar. Eski İstanbul resimlerine bakalım, fotoğraflara, yağlıboya tablolara; o görüntülerden bir eser var mı bugün? Evliya Çelebi’nin geçtiği yolları, gezdiği güzergâhları, konuştuğu insanları düşünelim; hangisi yaşıyor, olduğu gibi kalmış? Zaman içinde sadece insanlar, şehirler ve yollar değil, dağlar taşlar bile değişiyor. Geçmiş zaman, sanat eserlerinde yaşıyor. Sanat eserleri, kendi zamanına tanıklık ediyor. Kuşkusuz, her sanat eserinde kendi zamanını aşan ve kendi zamanıyla örtüşen yönler vardır En fantastik olanları bile, kendi zamanına değinmeden, kendi zamanından hareket etmeden, kendi zamanının tanıklığını yapmadan duramazlar.