INTERNATIONAL ANKARA CONFERENCE OF SCIENTIFIC RESEARCH/ANKARA ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ, Ankara, Türkiye, 4 - 06 Ekim 2019, ss.212-213
Hikâyeler aracılığıyla çevremizle diyalog kurarak düşüncelerimizi, duygularımızı ve
deneyimlerimizi aktarmada kullandığımız hikâye anlatımı, M.Ö. 2000’li yıllardan günümüze
kadar gelen en eski iletişim araçlarındandır. Somut olmayan kültürün oral yolla kuşaklar arası
aktarımından, yazının kullanımıyla birlikte deneyimlerin kitabe, anıt vb. araçlarla
paylaşılmasına, günümüz teknolojisiyle birlikte hikâyelerin görsel ve işitsel olarak farklı
kanallarla desteklenerek insanlara aktarılmasına kadar olan bu süreçte, hikâye anlatımı
günümüze kadar değişim ve gelişim göstererek varlığı korumuştur.
Farklı pek çok alanda uygulanan hikâye anlatımı, özellikle 21. yüzyılda çağdaş bir
anlayışla dışa dönük, dünya gündeminden etkilenerek kültürel değişikliklerle yeni anlamlar
kazanan, koleksiyonları aracılığıyla toplulukla diyalog kuran ve öğrenme potansiyelini
yükselten kurumlar haline dönüşen müzelerin iletişim işlevlerinde destekleyici bir rol
oynamaktadır. Hikâye anlatımı bu anlamda, müzelerde eğitime, sosyal etkileşime ve duygusal
bağ kurmaya yardımcı bir iletişim aracına dönüşür.
Hikâye anlatımı, müzelerde müze sergilemeleri ve eğitim programlarında farklı
anlamlarda ve uygulamalarda kullanılmaktadır; ancak hikâye anlatımının anlamı, amaçları ve
yöntemleri ile uygulama alanlarının genel çerçevesi konusunda az bilgi bulunmaktadır.
Hikâye anlatımının sergileme ve eğitim programlarındaki amaçlarının ve uygulamalarının tam
olarak sınıflandırılmaması, hikâye anlatım yöntemleri ile ilişkili yapılacak çalışmaların
geliştirilmesini sınırlamaktadır. Kesin bir biçimde formüle edilemeyen hikâye anlatımı
kavramının müzelerdeki anlamının, hangi amaçlarla ve yöntemlerle kullanıldığının tespit
edilerek genel çerçevesinin belirlenmesi bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır.
Çalışmada, alanyazın taraması yöntemi ile çağdaş müzecilik anlayışının ortaya çıkışı
olan 2000li yıllardan günümüze kadar Yıldız Teknik Üniversitesi Kütüphanesi’nin online veri
tabanında tespit edilen makaleler incelenmiştir. Çalışma sonucunda, hikaye anlatımı
sergilemelerde görsel ve işitsel tasarım uygulamaları ile izleyicinin dikkatini sergiye çekmeye
yardımcı, izleyicinin nesne ile bağ kurmasını sağlayan, empati ve farkındalık yaratarak
izleyici deneyimini arttırıcı bir yöntem olduğu ve ayrıca müze eğitim programlarında hikaye
anlatımı yöntemleriyle oluşturulan etkinliklerin izleyiciyi müze ve çevresiyle yakın diyalog
kurarak etkileşimli öğrenmeye teşvik ettiği tespit edilmiştir. Çalışma ayrıca, daha sonrasında
müzecilik alanında yapılacak çalışmalara katkı sağlamayı hedeflemektedir.
Storytelling, dating from 2000 B.C. to the current day, is one of the oldest
communication tools through which we interpret our feelings, thoughts, and experiences.
From the oral intergenerational transmission of intangible culture, to the sharing of
experiences with the use of the written word on items such as manuscripts and monuments,
and all the way through to the current audiovisual technology that supports the sharing of
stories to the masses, storytelling has not only existed but has been constantly evolving, from
its earliest roots to the present day. Applied in many different areas, storytelling plays a supporting role in the
communication function of museums, which have become institutions with modern
conceptions of the 21st century. This has increased their learning potential and they have
gained new meanings through cultural changes, influenced by the world agenda, and have
become organisations with a highly increased learning potential. In this sense, storytelling
becomes a means of communication in museums to help them establish education, social
interaction and emotional ties.
Storytelling in museums is used in different areas such as exhibitions and educational
programs, with many different concepts; however, there is little information about the
meaning, objectives, and methods of storytelling and the general framework of how it can be
applied. Not fully classifying the aims, objectives and practices of storytelling in exhibitions
and educational programs, limits the development of further museum studies relating to
storytelling methods. The objective of this study is to determine the unformulated concept of
storytelling and to define its general objectives and practices in museums.
In this study, the articles were collected from the online database of Yıldız Technical
University’s library and range from the year 2000 A.D. to the present. This is the period in
which modern museology emerged and thus this study has used a literature review method
that focuses on these dates. As a result of this study, it has been found that storytelling is a
method to increase the visitor experience, by creating empathy and awareness between the
visitor and the museum, as well as attracting the attention of the visitor with visual and audio
design applications in storytelling exhibitions. In addition, it has been found that the activities
created by storytelling in museum educational programs, encourage the audience to learn the
story in an interactive way by establishing a close dialogue with the museum and its
surroundings. This study also aims to contribute to future studies in the field of museology
and in particular the topic of storytelling.