Futbol Tiyatrosu: Estetik Bir Tutum Olarak Futbol Seyirciliği


Creative Commons License

Taşdelen V.

Bilim ve aklın Aydınlığında Eğitim, sa.57, ss.302-308, 2004 (Hakemsiz Dergi)

Özet

Oyun, insanın kendi varlığında barındırdığı tüm yeti, gizil güç ve eğilimlerin dışa vurumu olarak görülebilir. Onda aklın ve bedenin, hayal gücünün ve duyguların etkileri vardır. Bu nedenle hem yaratıcı, hem eğitici, hem de sanat değeri olan bir etkinliktir. Bu haliyle insanı tanımlayan tüm öğelerin etkin olduğu varoluşsal bir durumdur.

Futbol da bir oyundur. Aklın ve hissin, gençliğin ve zindeliğin bir dansı gibidir o. Dayanışmanın ve yardımlaşmanın bir sonucu olarak birlikte oynamanın, birlikte istemenin, birlikte çabalamanın, birlikte savunmanın, birlikte koşmanın, birlikte yenmenin, birlikte yenilmenin, birlikte sevinmenin ve birlikte üzülmenin ifadesidir. Çeviklik, yaratıcılık, sezgi, öngörü, yerinde ve zamanında davranma gibi özellikler gerektirir. Bütün bunlarda, bedenin akılla ve sezgi gücü ile işbirliği söz konusudur. Bu özelliği ile bedenin, aklın ve sağduyunun bir oyundur.

Futbolun bir oyun, sportif bir etkinlik olması, oynayan açısından geçerlidir. Bu oyuna şu ya da bu şekilde bulaşan herkes oyunun bu özelliklerinden az ya da çok pay alır. Ne var ki, günümüzde futbol denilince, daha çok seyirlik tarafı öne çıkmaktadır. Bu yazıda bir spor dalı olarak futbolun ne olduğu değil, daha çok futbol seyirciliğinin anlamı üzerinde durulacak ve bir futbol maçını seyretmenin sanat ve spor açısından değerinin ne olduğu irdelenecektir. Bu haliyle o, tiyatral bir etkinlik olarak futbol seyirciliği üzerine felsefi bir yaklaşım denemesi olarak da görülebilir.