EDMONDO DE AMOCIS ' İSTANBUL : A LOOK AT THE OTTOMAN CAPITAL OF THE 19TH CENTURY


Yağan Köylü N. B.

II. Göbeklitepe'den Bugüne Türkiye'nin Tarihi ve Kültürel Mirası Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 12 - 13 Nisan 2025, cilt.1, ss.112-113, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.112-113
  • Yıldız Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

EDMONDO DE AMİCİS'İN İSTANBUL’U : 19. YÜZYIL OSMANLI BAŞKENTİNE BİR BAKIŞ

19. yüzyılın ikinci yarısı , Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme sürecine girdiği ve Avrupa ile ilişkilerinin yoğunlaştığı bir dönemdir . Bu süreç , Batılı seyyahların Osmanlı başkentine olan ilgisini artırmış ve İstanbul , Batı dünyasında hem kültürel hem de sosyal açıdan merak uyandıran bir kent haline gelmiştir. Bu bağlamda , İtalyan yazar ve gezgin Edmondo De Amicis , 1874 tarihli Costantinopoli adlı eserinde İstanbul'un mekânsal ve sosyal yapısını detaylı gözlemlerle aktarmaktadır . Eser , şehrin mimari dokusu , gündelik yaşamı ve toplumsal dinamikleri hakkında değerli bir kaynak niteliğindedir . Bu bildiride De Amicis'in İstanbul seyahati sırasında izlediği güzergâh , kentsel alanlara dair gözlemleri ve Osmanlı toplumsal yapısına ilişkin çıkarımları ele alınacaktır . De Amicis'in İstanbul'daki seyahat güzergâhı , şehrin farklı sosyal , kültürel ve mimari katmanlarını yansıtan bir rota izlemektedir . İstanbul'a deniz yoluyla ulaşan yazar , ilk izlenimlerini Boğaz ve Haliç manzaralarına odaklanarak aktarmıştır . Sarayburnu ve Haliç üzerinden şehre giriş yaparken , İstanbul'un hem Doğu hem de Batı unsurlarını içeren benzersiz bir kent peyzajı sunduğunu vurgulamıştır . İstanbul'a adım attığında Galata ve Pera bölgelerini gezmiş , burada yaşayan Batılı nüfusun şehrin Avrupa ile olan kültürel bağlarını güçlendirdiğini belirtmiştir . Özellikle Galata Köprüsü , ona göre şehrin farklı kimliklerinin kesişim noktasıdır . Köprüden Tarihi Yarımada'ya geçtiğinde , Osmanlı İstanbul'unun geleneksel dokusuyla karşılaşmıştır . De Amicis'in en fazla vakit geçirdiği bölgeler arasında Kapalıçarşı , Sultanahmet , Süleymaniye , Topkapı Sarayı ve Eyüp yer almaktadır . Kapalıçarşı'yı , Osmanlı ticaret hayatının merkezi olarak tanımlarken , buradaki hareketliliğin ve alışveriş kültürünün şehrin sosyal dinamiklerini anlamada kritik olduğunu vurgulamıştır . Ayasofya ve Sultanahmet Camii'ni ziyaret eden yazar , bu yapıların hem dini hem de estetik boyutlarına dikkat çekmiştir . Topkapı Sarayı'nda Osmanlı yönetim sistemine dair gözlemler yapmış , sarayın ihtişamını Batılı kraliyet yapılarıyla karşılaştırmıştır . De Amicis'in İstanbul'daki bir diğer önemli durağı Eyüp Sultan ve Karacaahmet Mezarlıklarıdır . Burada Osmanlıların ölüm algısını ve mezarlık kültürünü gözlemlemiş , mezar taşlarının sanatsal ve kültürel özelliklerine dair yorumlarda bulunmuştur . Ayrıca , Eyüp'ün dini atmosferinden etkilendiğini belirtmiş , burayı Osmanlı toplumunda kutsal bir ziyaret mekânı olarak değerlendirmiştir . Yazar , Boğaziçi boyunca yaptığı gezide ise İstanbul'un doğal güzelliklerine ve yalı kültürüne dikkat çekmiştir . Dolmabahçe Sarayı , Beşiktaş , Ortaköy , Arnavutköy , Bebek ve Rumelihisarı gibi bölgeleri ziyaret eden De Amicis , Boğaziçi'nin hem Osmanlı aristokrasisi hem de yabancı diplomatlar için prestijli bir yaşam alanı sunduğunu vurgulamaktadır . Üsküdar'a geçtiğinde ise , bu bölgenin Avrupa yakasından daha geleneksel bir Osmanlı yaşamına sahip olduğunu gözlemlemiştir . De Amicis'in İstanbul gözlemleri , şehrin çok kültürlü yapısını vurgulamakla birlikte , Batılı bir gezginin oryantalist bakış açısını da yansıtmaktadır . Osmanlı toplumunu egzotik ve mistik bir dünyaya ait olarak betimleyen yazar , şehrin doğu ile batı arasındaki konumunu sık sık vurgulamaktadır . Özellikle Osmanlı gündelik yaşamına dair gözlemleri , İstanbul'un sokaklarındaki hareketlilik , kahvehanelerdeki sosyal etkileşimler ve Osmanlı toplumunda kadınların konumu gibi konular üzerinden şekillenmektedir . Batılı okuyucuya hitap eden bu anlatımda , Osmanlı İstanbul'unun hem ilkel hem de büyüleyici olarak sunulduğu bir söylem hâkimdir . Costantinopoli , 19. yüzyıl İstanbul'unun mekânsal ve toplumsal dokusunu anlamak için önemli bir kaynaktır . De Amicis'in gözlemleri , şehrin hem fiziksel peyzajını hem de sosyal yaşamını ayrıntılı bir şekilde aktarmakta , ancak bunu yaparken dönemin Batılı seyyahlarının sıkça başvurduğu oryantalist söylemden de tamamen bağımsız kalamamaktadır . Bu bildiri De Amicis'in İstanbul'daki seyahat rotalarını , gözlemlediği mekânları ve Osmanlı toplumuna dair aktardığı unsurları tarihsel ve kültürel bağlamda inceleyerek , Batılı bir gezginin gözünden 19. yüzyıl Osmanlı başkentinin nasıl temsil edildiğini değerlendirecektir .