Jeodezi ve jeoinformasyon dergisi (Online), vol.7, no.2, pp.155-183, 2020 (Peer-Reviewed Journal)
Ülkemizde, kamulaştırma tüzesi içerisinde hem idarelerin hem de taşınmaz sahiplerinin en büyük sorunlarından biri, kamulaştırmasız
el atma kavramıdır. Bu kavram, 1950’lerden günümüze kadar farklı kanun düzenlemeleri ve yargı kararları ile şekillenen ve gelişen bir
tüzel süreç yaşamıştır. Sürecin başlangıcında yalnızca fiili el atmalar, kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilirken; 2010 yılından
itibaren hukuki el atmalar da kamulaştırmasız el atma olarak kabul edilmiştir. Bu durum, kamulaştırmasız el atma kavramının kapsamının
hukuki el atmalar ile genişlemesine ve sorunun daha da büyümesine sebep olmuştur. Kamulaştırmasız el atmaların ve özellikle de hukuki
el atmaların temel sebebi, imar programlarının ve imar planlarının idarelerin planda yer alan hizmet alanlarının edinimini sağlayacak
finansmana ve diğer kaynaklara sahip olmaması sebebiyle uzun yıllar gerçekleştirilememesidir. Sorunun çözümüne ilişkin birçok yasal
düzenleme yapılmıştır. Bu çalışmada, kamulaştırmasız el atma kavramının tüzel gelişiminin 1956 ile 2020 yılları arasındaki kanun
düzenlemeleri ve yargı kararları bakımından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşmak üzere kamulaştırmasız el atma ve hukuki el
atma kavramlarına ilişkin kanun düzenlemelerinin ve mahkeme kararlarının değerlendirmeleri; etkileri, kapsamları, içerikleri ve sonuçları
bakımından bir süreç içerisinde irdelenmiştir. Bu süreçte yapılan düzenlemeler, genellikle mülkiyet hakkına müdahale eden istisnai
hükümleri içermektedir. Bu hükümler, yargı kararları ile iptal edilmesine rağmen kanun koyucu, bu kararlara karşı benzer hükümleri
içeren yeni kanunlarla direnmiştir. Bu sürecin çözümüne ilişkin son düzenleme ise kamu tarafından edinimi sağlanamayan hizmet
alanlarında, malikleri tarafından plandaki fonksiyonuna uygun özel tesis yapılabilmesidir. Çalışmanın sonucu olarak kamulaştırmasız el
atma kavramı içerisinde, fiili ve hukuki el atma kavramlarının tüzel gelişimi, son düzenlemenin değerlendirmesi ve bu kavramlara ilişkin
güncel hükümler verilmiştir.