Medeniyet Tasavvuru, sa.2, ss.50-59, 2015 (Hakemsiz Dergi)
Edebiyat
eğitimi, öncelikle bir sanat eğitimidir. Öğrencinin bir takım bilgilerin
yanında, okuma sevgisini, orijinal eserlerle yüzleşme bilincini, bu şekilde
kendi edebiyat bilgisini üretebilme yetkinliğini kazanmasını da ifade eder. Bir
sanat eğitimi, nasıl “sanatla eğitilmeyi” ve “sanat için eğitilmeyi” ifade
ediyorsa, aynı şekilde edebiyat eğitimi de, edebi metinlerle eğitilmeyi,
estetik duyarlık ve güzellik duygusu kazanmayı, dili iyi kullanmayı, insan
dünyasına karşı ilgi duymayı, insanlığın acılarını ve sevinçlerini
hissedebilmeyi, bir edebi türde özgün ifadeler yakalayabilmeyi, böylece bir
metin üretebilme yeterliliğine erişmeyi ifade eder. Bu anlamda, hem okumayı ve
hem de yazmayı içeren yaratıcı bir anlama sürecidir. Öğrenci bu süreçte yazarı
anlar, ama bu anlama yeni bir üretime dönüşme konusunda da etkili olabilir. Bu
yeni üretimin en ileri aşaması yeni bir metindir. Kısaca söylemek gerekirse,
edebiyat eğitiminde, öğrencinin başarısı, kendisine dikte edilen tek ve
değişmez anlamı anlamasında değil, kendi anlamasını, kendi koşulları içinde
gerçekleştirebilmesinde, bu şekilde kendi bilgisini ve yorumunu
türetebilmesinde aranmalıdır.