Çeviribilim ve Uygulamaları Dergisi, sa.23, ss.1-22, 2017 (Hakemli Dergi)
Küreselleşmenin boyutları ve etkileri, diğer tüm alanlarda olduğu gibi çeviri alanını da kuşatmaktadır. Teknolojik inovasyonun yarattığı yeni iletişim teknolojileri, toplumsal düzlemde ağ tipi üretim/ tüketim ve örgütlenme biçimlerini olanaklı kılmaktadır. Söz konusu olan bu yeni dünya düzeniyle birlikte, çeviri pratiği, çevirmenin kimliği ve çevrilemezlik gibi ilişkili tüm kavramlar çevreleyen toplumsal gerçekliklerle yeniden inşa edilmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de, sosyal medya ağları etrafında yükselmekte olan hukuk ve sağlık iletişimini deneyimleyen –amatör, gönüllü- çevirmenlerin, çevrilemezlik olgusuna yönelik benimsedikleri stratejilerin sorgulanması amaçlanmaktadır. Araştırmanın kavramsal çerçevesini Çeviri Sosyolojisi yaklaşımı oluşturmaktadır (Sapiro&Heilbron, 2008). Bununla birlikte, çeviri 2.0, katılımcı/paylaşımcı çeviri hareketleri gibi çeviri alanında yaşanan dijital açılımın altını çizen kavramlar da araştırmada yol gösterici olmaktadır (Costales, 2012; Demirel&Görgüler, 2015; O’Hagan, 2011). Saha araştırmasının ilk aşamasında, hukuk ve sağlık alanında öne çıkan sosyal medya topluluklarının arayüzlerine yönelik çeviri ve çevirmen odaklı netnografik bir okuma gerçekleştirilmektedir. İkinci aşamada ise, ilgili çevirmenlerle, çevrimiçi söyleşiler aracılığıyla şu sorulara yanıtlar aranmaktadır: Çevrilemezlik olgusunu tanımlar mısınız? Kültürel, ekonomik, siyasi, toplumsal ve/veya dilbilimsel gerçekliklerden hangileri, sizi, çevrilemezlik olgusuyla yüz yüze bırakmaktadır? Bu durum karşısında, çevirmenin benimseyeceği etik ve deontolojik stratejiler hangi değerlere dayanmaktadır? Türkiye’de yapılanan internet tabanlı sosyal medya ağlarına yakından bakıldığında, hukuk ve sağlık iletişiminde, çevrilemezlik kavramıyla perdelenen gerçeklikler sosyo-kültürel, tarihsel hatta coğrafi koşullar doğrultusunda çeşitlilik göstermektedir. Çevrilemezlik olgusu, felsefi ve/ veya siyasi bir hareketin sonucu olarak ele alınabilir mi? Ya da başka bir deyişle, çevirmenin bu yönde benimseyeceği strateji, boyun eğme ve/veya direniş eğilimi olarak değerlendirilebilir mi? Tüm bu sorulara aranacak yanıtlarla birlikte, ağ temelli hukuk ve sağlık iletişiminde çevrilemezliği yeniden düşünmek, çeviri pratiğine yönelik kuramsal ve uygulamalı düzlemde yeni çözüm yolları açmaktadır. Farklı çıkmazlar, yeni kaza/nım/lar1 yeni hamleleri olanaklı kılacaktır hiç kuşkusuz!
Anahtar sözcükler: Çeviri Sosyolojisi, katılımcı/paylaşımcı çeviri 2.0, çevrilemezlik, amatör/gönüllü/ fan çevirmen, hukuk çevirisi, sağlık çevirisi