İstanbul Üniv. Orman Fak. Derg. Seri:A, cilt.63, sa.2, ss.21-32, 2013 (Hakemli Dergi)
Kısa Özet
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastane Bahçelerinin hastaların tedavilerinde olumlu katkı sağlayabilmesi
için Açık Alan Terapi Üniteleri şeklinde düzenlenmesi gerekir. Ancak bu alanların hastalar üzerindeki
tedavi sağlayıcı etkilerini değerlendirmek kolay değildir. Araştırmacılar bu tarz alanlarda birçok kaynak
(Ulrich, 1999), eleman (Marcus ve Barnes, 1999), faktör (Kaplan ve Kaplan, 1989), desen (Kaplan ve
diğerleri, 1998) ve bileşenlerin bulunması gerektiğini ortaya koymuşlardır. Açık alan terapi ünitelerinde
bu kavramların hepsinin değerlendirilebilmesi için bu çalışma kapsamında literatür yardımıyla ve
Bowers’ın 2003 yılında, Sakıcı’nın 2009 yılında yapmış olduğu doktora çalışmalarından da yaralanarak
3 deneyimsel kalitede (duyusal uyarım, hareket ve denetim) sentez haline getirilmiş ve bu deneyimsel
kalitelerin alanda sorgulanabilmesi için de 4 peyzaj bileşeni (kapalılık, su, uzamsal görünüm ve materyal)
belirlenmiştir. Ayrıca deneyimsel kaliteler ile peyzaj bileşenlerinin arasındaki ilişkisi net bir şekilde ortaya
konulmuştur. Böylece bir alanın ne ölçüde açık alan terapi ünitesi olabileceğinin belirlenmesinde ve de bir
açık alan terapi ünitesi tasarlanmak istendiğinde barındırması gereken peyzaj bileşenleri ve deneyimsel
kalitelerin nasıl olması gerektiği bu çalışma yardımıyla ortaya konulmaya çalışılacaktır.
The Determination of Restorative Experiential Qualities and Design
Attributes Because of Revealed to Recuperative Effects of Psychiatric
Hospital Gardens
Abstract
Psychiatric hospital gardens should be designed as Open Space Therapy Units to provide contributions
on treatment process. However assessment of recuperative effects of these units on patients is not easy.
The researchers state that so many resources (Ulrich, 1999), elements (Marcus and Barnes, 1999), factors
Received: 07.03.2013; accepted: 28.06.2013
Çiğdem Sakıcı, Mustafa Var
22
1. Giriş
Hepimiz doğal alanların insanları rahatlattığını,
dinlendirdiğini biliyoruz ama hangi tip alanlar hangi
ölçüde rahatlatıyor, dinlendiriyor, kendimizi daha dinç
zinde hissetmemizi sağlıyor, psikolojik sorunlarımızdan,
stresimizden uzaklaştırıyor? Bu soruların cevaplarını
hiç birimiz tam olarak bilmiyoruz. Doğal alanlarla ilgili
yapılan çalışmalarda genelde doğal alanların görsel
değerleri sorgulanmış, rehabilite edici özellikleriyle
ilgilenen çalışmalara oldukça az değinilmiştir. Oysa
ki günümüzdeki yoğun yaşam şartları insanların terapi
sağlayıcı alanlara olan ihtiyacını artırmıştır. Ziyaret edilip
vakit geçirildikten sonra kendini gençleşmiş, zinde,
tazelenmiş stresinden uzaklaşmış hissettiren alanlar terapi
sağlayıcı alan olarak tanımlanmaktadır (Sakıcı, 2009).
Hastane ortamı kullanıcıları için kafa karıştırıcı,
korkutucu ve stresli ortamlardır. Literatürde hastanelerin
çevresinde hastaların kullanması için bir bahçenin mutlaka
bulunması gerektiği ve hastalar tarafından kullanıldığı
takdirde olumlu sonuçlar doğurabileceği ortaya
konulmuştur. Ancak günümüzde hastane bahçelerinin
terapi açısından uygun olmamasından ötürü Ruh ve Sinir
Hastalıkları hastane bahçelerinin hastaların iyileşmelerinde
yeterli etkiye sahip olduğu düşünülmemektedir. Ayrıca
mevcut hastane bahçelerinde olmaması gereken birçok
özelliği bugün hastanelerimizde görmek mümkündür.
Bu tarz yanlışlıklar hastane bahçelerinin olumlu
katkılarından çok hastalar üzerinde daha çok olumsuz etki
oluşturmaktadır. Bu çalışma ile ortaya konulacak kriterlerin
Ruh ve Sinir Hastalıkları hastane bahçeleri düzenlenirken
dikkate alınması durumunda bu hastanelerdeki hastaların
daha mutlu ve streslerinden uzak bir tedavi süreci
yaşayacakları ve bahçenin onların tedavi süreçlerinde
rahatlıkla kullanılabileceği açıktır.
Psikolojik problemli insanların tedavi süreçlerinde
oldukça önemli olduğu bilinen ancak ülkemizde önemi
henüz fark edilememiş olan ruh ve sinir hastalıkları
hastanelerinin dış mekanlarının nasıl olması gerektiğini ve
bu alanları kullandıktan sonra hastalar üzerinde meydana
gelen olumlu etkilerden yararlanabilmek için bu tarz
alanların mutlaka amaca uygun ve belirlenen kriterler
doğrultusunda düzenlenmesi gerekir.
2. Açık Alan Terapi Üniteleri İçin
Deneyimsel Kalitelerin Belirlenmesi
Eğer bahçe stres kaynaklarını hafifleterek stresten
kurtulmaya yardımcı oluyorsa, hareket ve egzersizi
destekliyorsa (etkinlik çeşitliliği), mahremiyet ve
çevresini kontrol edebilme şansı sağlıyorsa (güvenlik,
denetim), sosyal iletişimi destekliyorsa (sosyalleşme),
olumlu dikkat dağılımı ne çok aşırı ne de çok az, dengeli
olacak şekilde bahçede yer alıyorsa (duyusal uyarım)
insanlara sağlık veren egzersizler oluşur (Marcus, 2001;
Bowers, 2003). Sosyalleştirme, mahremiyet, dolaşma,
egzersiz, güneşli ve gölgeli ortamlarda oturma seçenekleri
veya keşif gezileri, doğal ortamın oluşturduğu estetik
olgular sağlık yapılarının bahçelerinde tedavi edici
ortamlar oluşturur (Marcus ve Barnes, 1999).
Ulrich (1999) açık alan terapi ünitelerinde dört
kaynaktan bahsetmektedir: 1. Gizlilik ve kontrol hissi,
2. Sosyal destek (sosyal iletişim), 3. Fiziksel hareket
ve egzersiz, 4. Doğallık ve pozitif dikkat dağıtıcılar
a. Kontrol: Araştırmalar gösteriyor ki kişinin
çevresini kontrol edebilmesiyle, stresiyle baş edebilmesi
arasında direkt bir bağ vardır. Kişinin çevresini ve kendi
durumunu kontrol edebilme hissiyle cesaretlendirilerek
stresinden uzaklaşması sağlanabilir. İnsanın çevresini
kontrol edebilmesi, alan çeşitliliği, seçenek üretme,
kontrollü kişisel erişilebilirlik, gizlilik olanakları,
yol bulma gibi seçenekler sağlanarak arttırılabilir.
(Kaplan and Kaplan, 1989), patterns (Kaplan et all, 1998), and components should be in these areas. The
theories of Ulrich (four resources), the Kaplan’s (factors and patterns) and Marcus and Barnes (elements)
are summarized by three restorative experiential qualities (sensory stimulation, movement and control) by
help of litterateur in this research. Four landscape design attributes (enclosure, water, spatial configuration
and materiality) are identified to the restorative experiential qualities found in these areas. In addition,
it is explored the connections between these four design attributes and the three restorative experiential
qualities in this research. Thus, this study could be used for determining the effectiveness extends of an
open area for being a therapy unit. And for demanding an open area therapy unit, which should include
necessary landspace design attributes and experiential qualities and properties.