AB'de Yeşil Dönüşüm ve Türkiye AB İlişkileri Açısından Fırsat ve Zorluklar


Nas Ç.

IV. Ulusal Siyaset Bilimi Kongresi , İzmir, Türkiye, 20 - 21 Eylül 2025, cilt.1, ss.164, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.164
  • Yıldız Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Türkiye-AB ilişkilerini adaylık, ortaklık ve işlemsel işbirliğini içeren komşuluk şeklinde üç

kulvar halinde özetlemek mümkündür. Son dönemde adaylık sürecinin çıkmaza girmesi,

Ortaklık ilişkisinin bir unsuru olan gümrük birliğinin güncellenmesi sürecini gündeme getirmiş

ancak siyasi sorunlar ve Kıbrıs meselesinin izdüşümleri sebebiyle bu konuda müzakere süreci

başlatılamamıştır. 2015-16 Suriye mülteci krizinde gördüğümüz gibi işlemsel/perakendeci

işbirliği modelleri uygulamaya koyulmuştur. Ukrayna Savaşı ve Trump’ın iktidara gelmesi

sonrasında ABD desteğinin şüpheye düşmesi Avrupa savunması konusundaki endişeleri

artırmış ve Türkiye ile askeri alanda işbirliğini gerektirmiştir. Ancak Türkiye’de AB’ye yönelik

reformların yeniden canlanmaması, demokratik gerileme ve AB’nin genişleme politikasının

yönelimi sebebiyle AB üyelik müzakerelerini yeniden başlatmak mümkün değildir. İlişkiler

daha çok karşılıklı çıkar ve karşılıklı bağımlılığa dayalı konulara odaklanmaktadır. Bu konular

arasında ticari ve ekonomik ilişkilerin temelini oluşturan gümrük birliğinin güncellenmesi ön

plana çıkmaktadır. AB’nin 2019-2024 döneminde temel önceliğini oluşturan Avrupa Yeşil

Mutabakatı AB ekonomisini ve iç pazarı büyük ölçüde değiştirmiştir. AB iç pazarındaki üretim

standartları sürdürülebilirlik çerçevesinde yeniden tanımlanırken, yenilenebilir enerjiye

geçişin hızlanması, sanayinin karbonsuzlaşması ve döngüsel ekonomi ilkelerin uygulanmasına

önem verilmektedir. Bu süreçler Türkiye-AB ilişkilerine üç temel etkide bulunmaktadır.

Türkiye’nin aday ülke olarak uyum sağlaması gereken AB müktesebatı büyük ölçüde

yenilenmiştir. Yeni dönemde AB’nin önceliği olan rekabetçilik gündemi ve dijital gündem ile

birlikte Türkiye’nin uyum sağlaması gereken norm, kurallar ve uygulamalar bütünü

dönüşmektedir. İkinci olarak gümrük birliği ilişkisi ekonomik ve ticari boyutuyla yeşil

dönüşümden etkilenmektedir ve anlamlı bir ilişki olmaya devam etmesi için yeşil dönüşüme

adapte olması gereklidir. Gümrük birliğinin güncellenme sürecinin de yeşil dönüşümü içine

alacak şekilde yeniden kavramsallaştırılması şarttır. Üçüncü olarak yeşil mutabakat AB’nin dış

dünya ve yakın çevresi ile olan ilişkisini de dönüştürmektedir. AB’nin ticaret ve ortaklık

anlaşmaları Paris İklim Anlaşması’na uyum, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması,

sürdürülebilirlik ve iklim hedefleri gibi alanları kapsamaktadır. Türkiye AB ilişkilerine de

yansıyan bu yaklaşım ilişkilerdeki koşulluluğun doğasını da değiştirmektedir. Bildiri Avrupa

Yeşil Mutabakatını kısaca tanıttıktan sonra Türkiye AB ilişkileri üzerindeki bu üçlü etkiyi ele

alacak ve bunun dönüştürücü bir etki olarak tanımlanıp tanımlanmayacağını araştıracaktır.