in: Namık Kemal Kitabı, Karataş, T., Tavukçu, O.K., Editor, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, pp.384-405, 2011
Renan, din ile bilim arasında bir karşıtlık oluşturur. Bu karşıtlığın nedeni şudur: Bilimlerin iş gördüğü deney, gözlem (tecrübe) dinlerin temeli olan tabiatüstünü geriletir, onların sahasını daraltır.7 (Renan, 1965: 49, 55, 1946: 202). Gerçi dinlerin insanlığın zayıf yönlerini desteklediği, onun elinden tutup kaldırdığı büyük ve güzel anlar vardır; ancak onları [dinleri], daha doğmadan boğmaya çalıştıkları [bilim, felsefe, eğitim gibi] şeyler için tebrik etmek doğru olmaz.8 (Renan, 1946: 200). Hıristiyan kültür içinde büyüyüp yetişmesi, böyle bir çevre içinde yaşıyor olması, bu dinin geleneksel öğretilerine getirdiği eleştirileri, hep belirli bir nezaket ve ölçülülük içinde yapmasını gerektirmiştir. İslam konusu gündeme geldiğinde ise Hıristiyanlığa gösterdiği ölçülü tutumu bir yana bırakıp pervasızlaştığını, İslam‟dan, Namık Kemal‟in deyişi ile “Zulu kabilesinden bahseder gibi” bahsettiğini görebiliriz.9 (Namık Kemal, 1989: 91).
Renan, 28 Mart 1883 tarihinde Sorbonn Üniversitesinde İslam ve Bilim (L’Islamismé et la Science) başlığını taşıyan bir konferans vermiş, konuşma metni ertesi gün Journal des Débats gazetesinde yayımlanmış ve aynı yıl kitap haline getirilmiştir10 (Renan, 1883). Renan, bu çalışmasında bir tür “İslam aklının eleştirisi”ni yapmak, “Müslüman zihninin analizi”ne yönelmek ister gibidir. Eğer bunu kaynaklara inerek, önyargısız ve içtenlikli bir tavırla yapabilseydi, kuşkusuz önemli bir çalışma olurdu; ama böyle yapmaz; genellemeci, kaynaklara inmeyen, sığ bir bakış açısıyla İslam ve bilim konusunda konuşmak ister. Buna, bilimsel alanda “oryantalist”, politik alanda “müstemlekeci” olarak ifade edebileceğimiz bakış açısını da eklersek, hakir görme ile ilgiye değer bulma arasında gidip gelen bir bilinç hâli ile karşılaşırız. Bu durumda Renan konferansının nasıl bir şey olabileceğini öngörmemiz zor olmaz. Konferans, birbirini bütünleyen iki öncülden ve sonuç önermesinden oluşur. Biz bu makalemizde, Renan konferansını, öncülleri ve sonuçları ile ele alacak, Namık Kemal‟in Renan Müdâfaanâmesi’nde bu görüşlere nasıl cevap verdiğini anlamaya çalışacağız. Makale, eleştirel bir bakışla sona erecektir.