İstanbul’un İşgali’nden Lozan Barış Konferansı’na: Bıçakçızade Hakkı’nın Tarih-i Zafer’i


Creative Commons License

Sona İ., Negiş D.

Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, cilt.2023, sa.19, ss.317-338, 2023 (Scopus) identifier identifier

Özet

Edebiyat ve tarih, sosyal bilimler içerisinde birbirine en yakın disiplinler arasındadır. İki ilim dalının olaylara bakış açıları ve yaklaşımları farklı olsa da doğru ve güvenilir bilgiye ulaşma konusunda birbirlerinden istifadeleri kaçınılmazdır. Edebî metinleri inceleyen bir araştırmacının, eserin ortaya konulduğu zamanın tarihî olaylarını bilme zorunluluğu olduğu gibi tarih araştırmacısının da incelediği bir olayı, devrinin yazılı kaynaklarında ararken edebî metinlere bakma gerekliliği bulunmaktadır. Araştırmalar, Osmanlı tarihi ve edebiyatına dair olduğunda bu zorunluluk daha belirgin hâle gelmektedir. Manzum ve mensur sayısız eserin yazıldığı Osmanlı dönemi metinleri içerisindeki fetihname, gazavatname, zafername ve cenknameler tarihî olayların edebiyatçı gözünden ele alındığı eserlerdir. Bu türden eserler içerisinde değerlendirmenin mümkün olduğu Bıçakçızade Hakkı’nın Tarih-i Zafer manzumesi mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün kalıbıyla yazılmış ve seksen üç bentten oluşan bir mütekerrir murabbadır. “Bin üç yüz kırk biri yâd et, bin üç yüz kırk biri yâd et” mısraının her bentte tekrarlandığı bu şiir, 1922 yılını hatırlamayı öğütlemektedir. İstanbul’un İşgali, Misak-ı Millî’nin kabulü, Yunanlılar başta olmak üzere Fransız, İngiliz ve İtalyanların eylemleri, İnönü Muharebeleri, Arap ayaklanmaları ve Emir Şerif Hüseyin isyanı, Kütahya Eskişehir Savaşları, Sakarya Muharebeleri, Londra Konferansları, Büyük Taarruz, İzmir Yangını, Mudanya Mütarekesi ve Lozan Konferansı şiirde ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Tarih-i Zafer, tarihî olayların şiir hâlinde ifadesidir, üstelik şair olayların içerisindedir. Aynı zamanda eser, Millî Mücadele’nin Türk halkı üzerindeki etkisini göstermesi açısından da dikkat çekicidir. Çalışmada, zafername sayılabilecek Tarih-i Zafer’in tarihî yönden incelenerek bilim âleminin istifadesine sunulması amaçlanmıştır.

Literature and history are the closest disciplines in the social sciences. The standpoints and approaches of the two disciplines are different. However, it is necessary for them to benefit from each other to contribute to the production of enriched knowledge. A researcher who focuses on literary texts must know about the time or, in other words, the historical context in which they were written. Similarly, the historian needs to consider the relevant literary texts while researching the textual resources of the period related to the historical event in question. The requirement is even more apparent in research focusing on Ottoman history and literature. The countless written works produced within the Ottoman period include works of verse and prose, among which are works that undertake the depiction of historical events from a literary perspective such as fetihname, gazavatname, zafername and cenknames. Tarih-i Zafer, accepted as one of the last examples of the Zafername form, is a poem written by Bıçakçızade Hakkı, which was composed according to a prosody of mefâîlün mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün and consists of 83 stanzas, the last line of which always uses a repeated phrase, known as a ‘mütekerrir murabba.’ The line ‘Bin üç yüz kırk biri yâd et bin üç yüz kırk biri yâd et’ is a refrain repeated at the end of each stanza, advising readers to remember the year 1922. The occupation of Istanbul, the acceptance of Misak-i Millî, the actions of the French, British and Italians, especially the Greeks, the battles of İnönü, the Arab’s actions and the rebellion of Emir Şerif Hüseyin, the Kütahya-Eskişehir Wars, the battles of Sakarya, the London Conferences, the Great Offensive, the İzmir fire, the Armistice of Mudanya and Lausanne Conference are narrated in detail in the poem. Tarih-i Zafer was written with a literary approach to historical events. Moreover, the poet in the events. The work is also notable for showing the effect of the National Struggle on Turkish people. The aim of this article is to introduce and assess this poem from historical perspective.