Folklor/Edebiyat, cilt.27, sa.107, ss.885-904, 2021 (Scopus)
Çingeneler yüzyıllar boyunca hem gerçek yaşamda hem de edebî eserlerde önyargılı
yaklaşımların hedefi olmuşlardır. Bunların başında dinsiz olup hiçbir şeye inanmaları
gelir. Türk ve Batı edebiyatında Çingenelerle ilgili olumsuz görüşlerin yayılmasında
haklarında türetilen efsane ve hikâyelerin payı ilk sıralarda yer alır. Çingenelerin kötü
şöhretlerinin yayılmasındaki diğer bir neden de yaşam tarzlarının toplumun genel
yapısına uygun görülmemesidir. Şehir sistemine uymadıkları için yabani oldukları,
daha doğrusu medeniyetin karşısında bir tehdit oldukları algısı yaygındır. Göçebe
olsun ya da olmasın, dışarıya kapalı gruplar şeklinde yaşayan Çingeneler, toplumun
geneli tarafından ötekileştirilmiş ve bu durum da eserlere aynı doğrultuda yansımıştır.
Türk ve Batı edebiyatında ahlak, inanç, temizlik, hırsızlık gibi konularda önyargılarla
betimlenmelerine rağmen Çingenelere daha içeriden bakan azımsanmayacak sayıda
eser mevcuttur. Tüm bu eserler incelendiğinde yaygın görüşün aksine Çingenelerin katı
kuralları olan bir inanç sistemine ve köklü bir geleneğe sahip oldukları anlaşılmaktadır.Temizlikle ilgili marhime inançları, kadın erkek ilişkileri ve cinsellikle ilgili tabuları
onlarla ilgili olumsuz görüşlerin tam aksini işaret eder. Çingeneleri konu edinen
eserlerde, hayata bakışları, zaman algıları, ölüm karşısındaki tavırları, aileye verdikleri
önem ve dili kullanım biçimleri toplu olarak değerlendirildiğinde Çingenelerin inanç
sistemleri daha anlaşılır hâle gelmektedir.
Gypsies have been the target of prejudiced approaches in real life and literary works
for centuries. The most important of these is their being irreligious and believing in
nothing. In the spread of negative opinions about Gypsies in Turkish and Western
literature, the share of legends and stories derived from them is at the top. Another
reason for the spreading of the bad reputation of Gypsies is that their lifestyle is not
seen as suitable for the general structure of the society. There is a widespread perception
that they are wild, or rather a threat to civilization, because they do not fit into the city
system. Whether they are nomadic or not, Gypsies living in closed groups have been
marginalized by the general public and this situation is reflected in the works in the
same direction. Although they are depicted with prejudices on issues such as morality,
belief, cleanliness and theft in Turkish and Western literature, there are a considerable
number of works that look at Gypsies from within. When all these works are examined,
it is understood that Gypsies have a belief system with strict rules and a deep-rooted
tradition, contrary to the common opinion. Marhime beliefs about cleanliness, male and
female relationships and taboos about sexuality point to the exact opposite of negative
views about them. The belief systems of Gypsies become more comprehensible when
their view of life, their perception of time, their attitudes towards death, the importance
they give to the family and their use of language are collectively evaluated in the works
dealing with Gypsies.