Postmodernizm Üzerine


Creative Commons License

Taşdelen V.

Hece Öykü, sa.42, ss.50-70, 2007 (Hakemsiz Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2007
  • Dergi Adı: Hece Öykü
  • Sayfa Sayıları: ss.50-70
  • Yıldız Teknik Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Yirminci yüzyıl, sadece olayları, savaşları, buluşları, yenilikleri, yıkımları açısından değil, fikir, düşünce ve sanat hareketliliği açısından da ayrılır. Postmodernizm de bu yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan, felsefeden edebiyata, edebiyattan mimariye, mimariden sinemaya, sinemadan bilime varıncaya değin hemen her alanında etkili olmuş, hâlâ da olmakta olan bir akımdır. Bir zamanlar moda dergilerine, cafélerde yapılan sohbetlere değin girmesi üzerine varoluşçuluk için söylenen “moda” sözcüğü onun için de söylenebilir: “postmodernizm modası.” Bu algılayış biçimi öylesine yaygınlık kazanmış, gündelik dile öylesine girmiştir ki, insanlar savaşları (asimetrik savaşları), şiddet olaylarını (saldırıları), sosyal ve politik pek çok olayı nitelemek için “postmodern” sözcüğünü kullanabilmektedirler.

Habermas’ın söylediğine bakılırsa, “modern” kelimesi Latince “modernus” biçimiyle ilk kez 5. yüzyılda, resmen Hıristiyan olan o dönemi, Romalı ve pagan geçmişten ayırmak için kullanılmıştır. “Eski zamanlar ve yeni zamanlar”, “antik ve modern” ayrımının da ortaya koyduğu gibi, modern, her zaman yeni olanla, şimdi olanla, çağdaş olana kendini ifade eder. Bununla birlikte eski ve yeni arasındaki ayrım, yalnızca zamansal bir ayrım olmayıp bir felsefeyi, bir dünya görüşünü, bir tavrı da ifade eder. Öyle ki, başka bir felsefe ve dünya görüşü karşısında yadsıyıcı, yargılayıcı ve ötekileştirici bir tavra büründüğü bile söylenebilir. Modern felsefe Rönesansın, Reformasyonun ve Aydınlanmanın birikimi üzerinde ortaya çıkar. Akıl, bilim, laiklik, demokrasi, evrim, ilerleme gibi kavramlar üzerine yaptığı vurgu, modernizmin din, devlet, bilim, toplum ve siyaset anlayışını oluşturur. Bilim anlayışında nesnel ve evrenselci yaklaşım, bilimin merkezileştirilmesi, dinsel inançların yerine ikame edilmesi, devlet anlayışında demokrasi ve laiklik kavramlarının öne çıkarılması, dinin gündelik yaşamdaki merkezi konumunun dağıtılması, insancıl (hümanist) değerlerin öne çıkarılması, tekil ve yerel değerleri, bütünün içinde kaybetmesi, metafizik bilginin yadsınması, aydınlanmanın, dolayısıyla modernizmin öne çıkardığı tutumlardır. Habermas, yazısının devamında, modernizm felsefesini şu şekilde özetler: “Onsekizinci yüzyılda Aydınlanma filozofları tarafından formüle edilen modernlik projesi, nesnel bilimi, evrensel ahlâk ve yasayı ve kendi iç mantığı çerçevesinde sanatın özerkliğini geliştirme çabalarından oluşuyordu.” Bu çabalar, en açık, en somut ve en ileri ifadesini, Kant’ın eleştiri felsefesinde bulur. Saf Aklın Eleştirisi (Kritik der Reinen Vernunft) ile metafizik yüklerden arınmış bilmenin imkânını, Pratik Aklın Eleştirisi (Kritik der Praktischen Vernunft) ile evrensel ahlâk yasasını (iyiyi istemenin koşulsuz bir ödev olduğu anlayışını), Yargı Gücünün Eleştirisi (Kritik der Urteilkraft)’nde iyiden (ahlâksal değer) bağımsız bir estetik değeri (güzel ve yüce) kurmaya ve temellendirmeye çalışmıştır. Bilimde, ahlâkta, sanatta ortaya çıkan aydınlanma, ona göre “aklın ergenliği”ni ifade eder.

“Postmodernizmin Felsefi ve Sanatsal Boyutları” başlığını taşıyan bu makalede, postmodernizm, felsefi ve sanatsal cepheleri ile ele alınacak; felsefi cephede, postmodernizmin ontolojik, epistemolojik, etik, toplumsal ve siyasi temelleri üzerinde durulacaktır. “Postmodern Estetik” başlığı altında ise postmodern estetiğin ne olduğu, hangi özelliklerle belirginlik kazandığı, bu estetik anlayışın mimaride, resimde, edebiyatta, sinemada ve müzikte nasıl cisimleştiği konuları üzerinde durulacaktır.