Millî Eğitim Dergisi, cilt.52, sa.1, ss.387-412, 2023 (Scopus)
Okuma insanların hayatında yer alan çok sayıda değişkenin etkisi ile ömür boyu şekillenmektedir. Ortaöğretimdeki Türk çocuklarının eğitim hayatı için de ciddi yer tutmaktadır. Okuma
becerisini etkileyen değişkenlerin ortaya çıkarılması ise bir yandan okumayı daha iyi anlamaya
yardımcı olma bir yandan da okuma eğitimi sürecini daha verimli hâle getirmeye katkı sağlama
potansiyeline sahiptir. Çalışmada PISA’nın 2018 yılında yapılan araştırmasından hareketle
Türkiye örnekleminden elde edilen verilerle öğrencilerin hayatlarında kullandıkları dillere ait
değişkenlerin okuma becerisi üzerindeki etkisi incelenecektir. Açıklama amaçlı korelasyonel
araştırma olarak tasarlanan çalışmada yapısal eşitlik modellemesi (YEM) kurularak veriler
bulgulaştırılmıştır. Araştırma sonuçları kullanılan dillerin okuma becerisi üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Bununla beraber kullanılan dilin etki yönü etkileşim kurulan kişilerden
kullanılan dilin yapısına oradan aile içi ve dışında konuşulan dillere kadar geniş bir değişken
evreninde farklılık göstermektedir. Dolayısıyla okuma başarısını değerlendirirken kişinin ana
dilinin, ikinci dil yeterliliğinin, yabancı dil ediniminin ve miras dil varlığının etkisini düşünmek
gereklidir. Gelecek çalışmalarda nitel veri setleri araştırma sonuçlarının daha derinlikli anlaşılmasına katkı sağlayabilir. Ayrıca sınıf içi ve dışında öğretmenler eğitim-öğretim faaliyetleri
için bu değişkenleri göz önünde bulundurmalıdır.
Reading is influenced by various factors throughout a person’s lifetime, and it also holds significant importance in the educational journey of secondary school students in Türkiye. Understanding the variables that affect reading proficiency can contribute to a more efficient reading
education process. This study aims to examine the impact of language-related variables on the
reading skills of Turkish students, using data obtained from the 2018 PISA survey. The research adopts a correlational design and employs structural equation modeling (SEM) for data
analysis. The findings reveal that the languages used have an influence on reading proficiency,
although the direction of this influence varies across different variables, including language
structure and languages spoken within and outside the family. Hence, it is necessary to contemplate the influence of one’s native language, second language proficiency, foreign language
acquisition, and heritage language skills when assessing reading achievement. Future studies
incorporating qualitative data sets can provide further insights into these results. It is crucial
for teachers to consider these variables in their instructional activities, both inside and outside
the classroom.