Heterohalkalı Bileşiklerin Enzimler ve Mikrobiyal Hücreler Katalizörlüğünde Kemoenzimatik Reaksiyonları


Creative Commons License

Çalışkan Z., Aydın M.

7. Ulusal Uygulamalı Biyolojik Bilimler Kongresi, İstanbul, Türkiye, 28 - 29 Aralık 2024, ss.43

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.43
  • Yıldız Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Benzofuran ve indol türevleri biyolojik ortamda yaygın olarak bulunan çok yönlü yapıya sahip heterosiklik moleküllerdir. Doğadan ilaç endüstrisine kadar geniş bir yelpazede yer alır. Amiodarone, Esitalopram, İndometasin, Pindolol ve Rezerpin gibi önemli işlevlere sahip ilaçlar benzofuran ve indol halkasına sahip ilaç türevleridir. Benzofuran ve indol halkasına sahip türevler antidepresan, analjezik, anti-hiperglisemik, antikanser, antimikrobiyal, antifungal, antihiperlipidemik, antiinflamatuar gibi çok çeşitli farmakolojik aktivitesi bulunmaktadır. Metabolizmada gerçekleşen reaksiyonlarda ortaya çıkan serbest radikaller Parkinson, Alzheimer ve bazı kanser türleri gibi nörodejeneratif hastalıklara neden olmaktadır. Benzofuran ve indol türevlerinin sahip olduğu antioksidan aktivite, nörodejeneratif hastalıklarda terapötik ajan olarak görev almakta ve DNA, lipit, protein ve mutasyonlara karşı canlıları korumaktadır.Bu kanıtlara dayanarak yeni 4-oksotetrahidrobenzofuran ve 4-oksotetrahidroindol türevlerinin sentezi çalışmalarımızın odak noktası haline gelmiştir.Ticari olarak satın alınan 1,3-siklohekzadion türevi bileşikten 4-oksotetrahidrobenzofuran ve 4-oksotetrahidroindol türevi sentezlenmiştir. Asetoksilasyon ile kiral bir C atomu oluşturulmuştur. Bu tepkime ile rasemik olarak alfa asetoksi benzofuran ve indol türevleri elde edilmiştir. Lipaz enzimleri ve Aspergillus cp.türleri ile biyotransformasyon reaksiyonları gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak benzofuranon ve indol türevlerinin muhteşem biyolojik ve fizyolojik aktiviteleri, onları mikrobik hastalıkların yanı sıra Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı umut verici adaylar haline getirmektedir. Bu çalışma gelecekteki çalışmalar için önemli kaynak sağlamaktadır.