Yıldız Journal of Art and Design, vol.5, no.1, pp.48-62, 2018 (Peer-Reviewed Journal)
Tarihsel süreç içinde teknolojik ve bilimsel gelişmelerin, yaşamda konfor ve kolaylıklar sunması, farklı disiplinlerde de yer bulmasına zemin oluşturmuştur. Öyle ki milenyum denilen bu çağ, teknolojinin iletişime yön verdiği, gelişmelerin hızına yetişilemediği, sanatın da teknoloji ile buluştuğu zamanları tanımlamaktadır. Dolayısı ile 1930’larda kaleme aldığı makalesinde W. Benjamin, “Sanat yapıtı, içinde doğduğu koşullardan bağımsız değildir” diye bahsederek, tam da bugünü işaret etmektedir. Bu bağlamda; günümüz teknolojisi sunduğu avantajlar ile sanat yapıtının yeniden üretilmesine destek olmakta, sanatçıya yeniden deneyimleyebileceği bir laboratuvar ortamı sunmaktadır. Günümüz sanatında, iletişimi ve bireysel ifadesini teknolojik üretimin sunduğu avantajlar ile güçlendiren sanatçı, yeni ifade araçlarını yaşamına dahil etmeye başlamıştır. Buna en iyi örnek olarak “Dijital Sanat Baskısı” (Fine-Art Print) uygulamalarını sunabiliriz. Artık özgün baskıresim ya da ex-libris sanatında teknolojik destekli sanatsal üretimlere yer verildiğini gözlemlemekteyiz. Çağdaş sanat müzeleri ve sergilerinde hatta özel koleksiyonlarda bile dijital sanat baskılarına yer verilmeye başlandığı, teknolojik destekli sanatsal üretimlerin olduğu çağdaş bir dönemden bahsedilmektedir. Bu bakış bile, dijital sanat baskısının sanatsal üretimde yeni bir dönemi başlatmaya aday olduğu gerçeğini görmemizi sağlamaktadır.