V. INTERNATIONAL EUROPEAN CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, İzmir, Türkiye, 18 - 19 Temmuz 2020, ss.373-390
Müzelerde iklim denetimi, iklimsel parametrelerin zarar verici etkilerine karşı koleksiyonların
güvenle korunması amacıyla gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda etkileri kontrol edilmek istenen
temel parametreler sıcaklık ve bağıl nemdir. Erken iklim denetim çabalarında bağıl nem seviyeleri
göz ardı edilirken, temel kaygının ziyaretçilerin konforu, yani ısınma ve temiz hava gibi
ihtiyaçlarının giderilmesi yönünde olduğu göze çarpmaktadır. İklimsel farklara hızlı tepki veriyor
olmaları dolayısıyla ahşap nesnelerin, bu alanda gerçekleştirilen pek çok deneysel çalışmada yaygın
olarak kullanıldığı görülmüştür. Bununla birlikte diğer malzeme sınıflarının tepkilerinin
değerlendirilmesi de iklim denetiminin başarımını etkilemiştir. Belirli malzeme sınıfları benzer
çevresel koşulları talep etse de, koleksiyonları oluşturan çok çeşitli müze nesneleri birbirinden
oldukça farklı iklimsel hedeflerin elde edilmesini gerektirmiştir. Tüm koleksiyonları bütünüyle ve
yüksek nitelikte korumanın maliyeti ve zorluğu, alternatif yaklaşımların ortaya çıkışını
hızlandırmıştır. Bugün önde gelen müzeler; pasif ve etkin iklim denetim yöntemlerini birlikte
kullanma, aynı zamanda koleksiyonlarını tolere edebilecekleri en geniş aralıktaki iklim koşullarında
koruma yoluyla enerji tüketimlerini azaltma eğilimindedir. Bu yazı kapsamında, öncül müze
deneyimlerinin oluşmaya başladığı süreçten günümüze iç mekân havasının koşullandırılmasında
kullanılan uygulamalar, iklim denetim sistemlerinin gelişimi ve iklim denetimindeki yaklaşımlar ele
alınmıştır. Konu tarihsel süreç içerisinde incelenmiş ve dünyadaki erken uygulamalardan başlanarak
19. yüzyıldaki öncül çabalara, 1. ve 2. Dünya Savaşları sırası ve sonrasındaki gelişmelere, iklim
denetim standartlarının gelişimine, 1978 sonrasında yaygınlaşan uygulamalara ve günümüzde kabul
gören yaklaşımlara yer verilmiştir. Detaylı bir literatür taraması ile gerçekleştirilen çalışma
sonucunda müzelerde iklim denetiminin; geçmiş tecrübeleri kılavuz alan, bilimsel çalışmalarla
desteklenen, çevresel farkındalığın şekillendirmeye başladığı, farklı disiplinlerden uzmanların birlikte
çalışmasını gerektiren bir sürece evrildiği ortaya koyulmuştur. Ayrıca her müzenin kendi özgün
koşullarına uygun olarak iklimlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Climate control in museums is necessary for the safety of the collections against the damaging effects
of climatic parameters. In this context, the main parameters that need to be controlled are temperature
and relative humidity. In the early climate control efforts, the main concern was the comfort of the
visitors, like fresh air and heating needs, while the relative humidity level was mostly a disregarded
issue. It is observed that wooden objects are widely used in many experimental studies carried out in
this field due to their rapid response to climatic differences. However, evaluating the responses of
other material classes has also affected the performance of climate control. Although certain classes
of materials demand similar environmental conditions, a wide variety of museum objects that
composing the collections required quite different climatic targets. The cost and difficulty of
preserving all collections entirely and also within a high quality level have accelerated the emergence
of alternative approaches. The leading museums today aim to reduce energy consumption by using
the wider range of climatic intervals that their collections can tolerate and also combining passive and
active climate control methods to preserve their collections. Within the scope of this paper,
applications used in indoor air conditioning are discussed as well as approaches in climate control
and the development of climate control systems beginning with early museum experiences are
evaluated. The subject has been studied within the historical process through the early practices in the
world, the pioneer efforts in the 19th century, the improvements during and after the World War I and
World War II, the development of climate control standards, the practices that became widespread
after 1978, and the approaches accepted today. As a result of the study carried out with a detailed
literature review, it has been revealed that climate control in museums has evolved into a process that
requires experts from different disciplines working together, taking into consideration the past
experiences and the support of new scientific studies as well as environmental awareness. Besides, it
is evaluated that each museum should be climatized according to its unique conditions.