İnsanlar, var oluşlarından beri başlangıçların nasıl gerçekleştiği üzerine çok düşünmüşlerdir. Sonunda buna cevap bulmuşlar ve yaratılış öyküleri oluşturmuşlardır. Yaratılış öykülerinin temel ilkesi kozmosun nasıl gerçekleştiğidir. İnsanlar buna cevap bulduklarında ise, başlangıcın enerjisini yaşatmanın yollarını aramışlardır. Böylece insan geçtiği her bireysel eşikte, her yeni başlangıçta, her yeni yılda kozmosun enerjisine hâkim olmaya çalışmıştır. İnsanların bu telaşını ve kaygısını, düzenledikleri geçiş ve bereket törenlerinde de görmek mümkündür. Kozmosun taklidi için insanlar eğlence düzenlerler, bu eğlencelerde dans eder, birtakım sembolik davranışlar sergilerler ve gülerler. Burada konumuz açısından gülmenin ne anlama geldiği sorusunun cevaplanması son derece önemlidir. Gülmenin, gündelik anlamının dışında, arkaik temelinde mutlaka kaos ve kozmosla, yaratıcıyla bir ilişkisi olmalıdır. Gülme, varlıkları harekete geçiren önemli bir enerji açığa çıkarır. Kaostan kozmosa geçişte gülmenin ortaya çıkardığı enerji, yeniden başlangıç için bir araçtır. Gülmenin kozmosu hatırlatan, yenileyici, yaratıcı ve sağaltıcı fonksiyonlarının, insanoğlunun yaşamının her alanında, yaratılış söylencelerinde, mitlerde, törenlerde bilinçli ya da bilinçsiz olarak kullandığı görülmektedir. Bu durum, Türk halk anlatılarının en önemli türlerinden biri olan destanlarda da dikkat çeker. Bu çalışmada “gülme” davranışının izleri, yaratılış söylencelerinden ve mitik öykülerden hareketle bereketi müjdeleyen bahar bayramlarında, geçiş törenlerinde ve destanlarda takip edilmeye ve gülmenin tüm bu folklorik ürünlerde nasıl bir amaca hizmet ettiği ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Humans have pondered a lot on how beginnings came about ever since they existed. Finally, they found an answer to this and formed creation stories. The basic principle of creation stories is how the cosmos comes into being. When they found the answer, they tried to find ways to sustain the energy of the beginning. Thus, man tried to obtain the energy of the cosmos at every individual threshold s/he passed, at every new beginning, in every new year. It is possible to see this rush and anxiety of people in their transition and abundance ceremonies. People organize entertainment to imitate the cosmos, and in these entertainments, they dance, exhibit some symbolic behaviors and laugh. It is important to answer the question of what laughing means in terms of our topic here. Apart from its everyday meaning, laughing must have a relationship with the creator, the chaos and the cosmos, on an archaic basis. Laughing releases an important energy that drives beings. In the transition from chaos to the cosmos, the energy generated by laughing is a means for a new beginning. It is seen that the functions of laughing that remind the cosmos, regenerating, creative and curative are used consciously or unconsciously in all areas of human life, creation myths, myths, ceremonies. This situation draws attention in epics, one of the most important genres of Turkish folk narratives. In this study, the traces of "laughing" behavior will be tried to be followed in spring holidays, that herald abundance, parades and epics based on creation myths and mythical stories, and it will be tried to reveal what purpose laughter serves in all these folkloric products.