XIX. Uluslararası Türk Ortodonti Derneği Kongresi, Antalya, Türkiye, 2 - 06 Kasım 2024, ss.383-384
Amaç: Çalışmanın amacı, unilateral maksiller darlık tedavisinde kullanılan farklı mini vida destekli genişletme apareylerinin etkinliğini sonlu elemanlar analizi (FEA) kullanarak, nonlinear çözüm yapılarak değerlendirilecektir. Aparey tasarımları, mini vida sayısı ve konumu özelliklerine göre çeşitlendirilmiş, bunların tedavi etkinliği ve biyomekanik farklılıklar üzerindeki etkilerini ortaya koymak hedeflenmiştir.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda tek taraflı maksiller darlığı olan vakada uygulanacak mini vida destekli genişletme apareyi ile toplamda 5 mm genişletme yapılacaktır. Sağlam tarafta istenmeyen genişletmelerden kaçınılırken genişletme ihtiyacının olduğu tarafta optimum iskeletsel ve dişsel genişletmeyi sağlamak amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda 2 farklı senaryo oluşturulmuştur. Senaryolarda üst çene kemiğinin sol tarafı normal, sağ tarafında asimetrik darlık olduğu kabul edilmiştir. Normal genişlik olan tarafta herhangi bir cerrahi işlem yapılmayacaktır. Asimetrik darlık olan tarafta lateral kemik kesisi uygulanacaktır. Senaryo I; Maksillada genişletme ihtiyacı olan tarafta, 7, 6, 5, 4 nolu dişlerden destek alınmasıyla birlikte aynı tarafta 1 mini vida ve genişletme ihtiyacı olmayan tarafta 2 mini vidanın yerleştirildiği genişletme apareyi, Senaryo II; Maksillada genişletme ihtiyacı olan tarafta, 7, 6, 5, 4 nolu dişlerden destek alınmasıyla birlikte aynı tarafta 2 mini vida ve genişletme ihtiyacı olmayan tarafta 1 mini vidanın yerleştirildiği genişletme apareyi.
Bulgular: Sonuçlar, minivida destekli genişletme apareylerinin, özellikle ağır unilateral maksiller darlık vakalarında, daha homojen stres dağılımı sağladığını göstermiştir. Minivida destekli apareylerin genişletme kuvvetlerini daha etkin bir şekilde ilettiği ve diş hareketlerini daha kontrollü hale getirdiği bulunmuştur. İstatistiksel analizler, minivida destekli apareylerin daha yüksek tedavi başarısı ve hasta konforu sağladığını ortaya koymuştur.
Sonuç: Unilateral crossbite tedavisinde minivida destekli genişletme apareylerinin kullanımı, tedavi başarısını artırmakta ve olumsuz yan etkileri azaltmaktadır. Bu bulgular, klinik uygulamalarda etkili ve
güvenli tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.
Objective: The aim of this study was to evaluate the efficacy of different mini-screw-assisted expansion appliances used in the treatment of unilateral maxillary stenosis using nonlinear finite element analysis. The appliance designs were varied according to the number and position of the miniscrews and their effects on treatment efficacy and biomechanical differences were aimed to be revealed.
Materials and Methods: In our study, a total of 5 mm expansion will be performed with a mini screw-assisted expansion appliance to be applied in a case with unilateral maxillary stenosis. It is aimed to provide optimum skeletal and dental expansion on the side where expansion is needed while avoiding unwanted expansion on the healthy side. For this purpose, 2 different scenarios were created. Scenario I; Expansion appliance with 1 miniscrew on the same side and 2 miniscrews on the side that does not need expansion with support from teeth 7, 6, 5, 4 on the side that needs expansion in the maxilla, Scenario II; Expansion appliance with 2 miniscrews on the same side and 1 miniscrew on the side that does not need expansion with support from teeth 7, 6, 5, 4 on the side that needs expansion in the maxilla.
Results: The results showed that miniscrewt-supported expansion appliances provide more homogeneous stress distribution, especially in cases of severe unilateral maxillary stenosis. Miniscrew-retained appliances were found to transmit expansion forces more efficiently and provide more controlled tooth movement. Statistical analyses revealed that miniscrew-supported appliances provide higher treatment success and patient comfort.
Conclusion: The use of minivid-assisted expansion appliances in the treatment of unilateral crossbite
improves treatment success and reduces adverse side effects. These findings will contribute to the
development of effective and safe treatment methods in clinical practice.