Temsili Demokrasinin Krizi: “Görmek” Romanı Örneği


Creative Commons License

Gürtekin Z. B.

II. ULUSAL SİYASET BİLİMİ KONGRESİ, Ankara, Türkiye, 7 - 08 Ekim 2023, ss.18-19

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.18-19
  • Yıldız Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

18.yüzyıldan itibaren siyasetin uygulanma biçimine demokrasi kavramı hâkim olmuşturÖyle ki, Batı Avrupa kültür çevresine dahil olan hiçbir devletdemokratik düşünce ve kurumların yayılmasına karşıkoyamamıştır19.yüzyılda yeni çıkan fikir ve akımların da demokrasiye eklemlenmek istemesi hattademokrasinin taşıyıcısı olarak kendisini tanıtması da bu durumun göstergesidirİlk yaygınlaşmayabaşladığı dönemlerde demokrasi için anlam çerçevesinin monarşinin karşısına konumlanmasınınedeniyle açık bir şekilde ortada olmasına rağmen “zıddını” kaybettiğindeiçeriksel netliğini dekaybetmiştir. Demokrasinin salt form olarak ne gibi bir değer taşıdığı sorusu ortaya çıkmakta ve bu soruhalkın varlığı şeklinde cevap bulmaktadır. “Demokratik” bir şekilde örgütlenen kurumlar meşruluğunuhalktan almaktadır ancak bu soyut bir özne olarak halktırHalksoyut anlamındaki gibi homojen biryapı olmadığından ve demokrasinin temeli sorusunun cevabı özdeşlikler üzerinden verilmektedirDemokrasi yapısının temelini ve en kaygan zeminini oluşturan özdeşlikgenel irade kavramı ileaçıklanmaktadırÖrneğindemokraside birey kendi iradesine karşı gelen yasalara da rıza göstermektebunun nedeni ise genel irade kavramı bağlamında oluşmaktadırTemsili demokrasilerde bireylerseçimlerde oy kullanırken somut bir içeriğe rıza göstermemekteoylama sonucu çıkan genel iradeye rızagöstermektedirEğer sonuç, bireyin verdiği oyun içeriğinden farklı isegenel irade konusunda yanılmış sayılmaktadırDolayısıyla halkın iradesihiçbir zaman tek tek bireylerin iradesiyle eşit olmadığı gibiçoğunluğun iradesi ile halkın iradesinin özdeş kılınmasıazınlığın iradesiyle ve tek kişinin iradesiyleözdeş kılınmasının yolunu açmaktadırDemokraside yönetenler-yönetilenlerdevlet otoritesinesnesiparlamentohalkdevletyasa özdeş sayılmaktadırGünümüzde oy haklarının genişletilmesireferandum gibi yöntemler özdeşliği eşitliğe evirmeye çalışsa da hiçbiri bu sonucu elde etmemektedirDolayısıyla özdeşlik ile demokrasinin meşruluğunun arttırıldığı bir ortamda artık mücadelenin özdeşlikaraçları üzerine olacağı açıktır. Bu özdeşlikler varsayımsal olduğu için varsayım oranları da arttırabilirve azaltılabilir durumdadır. Bu yapı içinde demokrasinin özdeşlik göstergesi sayılacak yapı üzerindenmücadele ile yürütüleceği açıktır.

Ulus devlet merkezli temsili demokrasiye dayanan siyasal yapı, küreselleşmenin getirdiği ekonomikyapısanayileşmeteknolojik yapının ilerlemesi ve iletişim araçlarının yaygınlaşması iledönüştürmektedirYerelin ve küreselin yükseldiği toplumda, 1980’den sonra sınıfsızlaştırılan vekitleleşen topluluklar aktif yurttaştan pasif yurttaşa geçmektedirFarklılıkların tüketim üzerindenanlamlandırıldığımeşruluğu halktan olmayan kurumlar tarafından hayatımızın şekillendiği küreselçağdaegemen iktidarlar meşruluğunu siyaseti teknik bir meseleye indirgeyerek sağlamaya çalışmaktabunun da karşılığı sandık olmaktadır. Teknik mesele haline gelen demokrasinin ve bir şeylerindeğişeceğine inancı kalmayan yurttaşların bulunduğuarttığı dünyamızda demokrasinin de anlamı yüzergezer bir hal almaya başlamıştır

Çalışmada yukarıda ortaya koyulan kavramsal ve tarihsel çerçeveJose Saramago’nun Görmek isimliromanında vermeyi hedeflediği temsili demokrasinin mizahi bir eleştiri çerçevesinde ele alınacaktır.Roman, siyasal iktidarların demokratik bir hakkın halk tarafından kullanımını nasıl terörizm olarakgördüklerini yapının kırılganlığını da göstererek sunmaktadırBu çalışmatemsili demokrasininkrizlerinin, hem tarihsel olarak taşıdığı anlamla, hem de yeni dünyanın getirdikleri ile şekillendiğiiddiasındadırGörmek romanının seçilmesinin nedeni demokratik haklarını kullanan bir halkınyönetenlerin sınırladığı alanların dışında olduğunda nasıl bir kırılganlığa dönüştüğünü gösterebilmektirDemokrasinin bir imaj ve teknik mesele olması ile sandığa aşırı anlam yüklemenin aslında demokrasininkrizini daha da derinleştirdiği görülmektedir. Tüm bu çerçevedebu çalışmanın amacı demokrasinin buiçine girdiği sorunları göstermek ve sorunlardan çözüme gitmenin dinamiğini oluşturabilmektir.