Asos Journal, cilt.9, sa.123, ss.20-28, 2021 (Hakemli Dergi)
Soyut sanat doğayı olduğu gibi aktarma çabasından öte, sanatçının tinsel olana duyduğu ilgiyi yansıtmaktadır. Çalışma bu yönüyle Alman sanat teorisinin idealist geleneğinde sanatın doğaya duyulan hayranlık olarak yapılandığı bir noktaya yoğunlaşır. Soyutlama ve özdeşleyim ilkel toplulukların sanatına yaklaşımda tarz ya da stil kavramlarını temellendirirken, bir anlamda da Romantizm’deki hayranlık yada Worringer’in deyimiyle özdeşleyim, yirminci yüzyıl başında içsel bir zorunluluk olarak sanatta ruhsallığın gelişimi ile zorunlu bir bağ kurmaktadır. Çalışma ilkin soyutlama ve özdeşleyim konusundaki düşüncelerin tarihselgelişimine değinmektedir. Bu gelenekle bağlantılı olarak Kandinsky ve Marc’ın soyut sanatın düşünsel temellerini oluşturan düşünceleri, sanatları ile birlikte olgunlaşmış, farklı açılımlar oluşturmuştur. Çalışma bu yönüyle, sanatçıların düşünceleri ve eserleri arasında kurulacak ilişkileri incelemeyi amaçlamaktadır.