RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, vol.0, no.23, pp.381-389, 2021 (Peer-Reviewed Journal)
İffet (1896) and Son Arzu (1918) are two novels of Hüseyin Rahmi Gürpınar, whose ends with
tragedy. The novels end with the death of two young girls, İffet and Nuruyezdan, whose main
characters are educated and virtuous according to their times. Both works are based on real life
stories. Hüseyin Rahmi Gürpınar explains in the preface of the work that he is one of the heroes of
the event in his novel İffet. The story of the Son Arzu was conveyed to him by Nuruyezdan's wife. It
is understood that the author wanted to reveal the social structure of the era with these novels. The
ethics of the society emerges as another questioned concept. It is seen that romance and realism are
examined in the novel of İffet. In the case of the Son Arzu, the way of thinking and the stagnation of
the old age is criticized. Women's rights and women-men relations are other criticisms. The main
theme, which is the focus of all these discussions, is shaped by the opposition between imagination
and truth. While there are very few who can be set as good examples in both novels, two virtuous
women have become immoral in the eyes of society. Despite their weaknesses in realism, Hüseyin
Rahmi Gürpınar's novels Son Arzu and İffet attract attention with the symbolic contrasts they
establish between the interior of the house and the street. According to this, the interior of the
house is the representation of “dream” with its disconnection from real life, and the street is the
representation of “truth”. The more virtuous the language seen in the dialogues and letters at home,
the more immoral the language of the street. Home; the worn or superficial it is in expressing the
old order, the more real is the life flowing on the street. No matter how sublime the love the heroes
set up in their homes, the emotion encountered outside is only about sexuality. The great success of
the author is that he skillfully transferred this contrast he created around the theme of dreams and
reality to his works.
İffet (1896) ve Son Arzu (1918), Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın sonları facia ile biten iki romanıdır.
Romanlar; ana karakterleri devirlerine göre eğitimli ve erdemli iki genç kızın, İffet ve
Nuruyezdan’ın ölümüyle sona erer. Her iki eser de gerçek hayat hikâyelerine dayanmaktadır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar, İffet romanında olayın kahramanlarından biri olduğunu eserin
önsözünde açıklar. Son Arzu’nun hikâyesi ise Nuruyezdan’ın eşi tarafından kendisine aktarılmıştır.
Yazarın bu romanlarla öncelikle dönemin toplumsal yapısını gözler önüne sermek istediği
anlaşılmaktadır. Toplumun ahlak anlayışı ise sorgulanan diğer bir kavram olarak ortaya çıkar. İffet
romanı özelinde romantizm ile realizmin irdelendiği görülür. Son Arzu özelinde ise eski devrin
düşünce biçiminin, durağanlığının eleştirisi yapılır. Kadın hakları ve kadın erkek ilişkileri diğer
eleştiri konularıdır. Tüm bu tartışmaların odak noktasını oluşturan asıl temaysa hayal ile hakikat
arasındaki karşıtlıkla şekillenir. Her iki romanda da iyi örnek olarak gösterilebilecek çok az kişi
varken, erdem sahibi iki kadın toplumun gözünde ahlaksız konumuna düşmüşlerdir. Hüseyin
Rahmi Gürpınar’ın İffet ve Son Arzu romanları gerçekçilikle ilgili zayıf noktalarına rağmen evin içi
ile sokak arasında kurduğu simgesel zıtlıklarla dikkat çeker. Buna göre evin içi, gerçek hayattan
kopukluğu ile “hayal”in, sokak ise “hakikat”in temsilidir. Evdeki diyaloglarda, mektuplarda görülen
dil ne kadar erdemli ise, sokağın dili o kadar gayriahlakidir. Ev, eski düzeni ifade ederken ne kadar
yıpranmış ya da yüzeyselse, sokakta akan hayat o kadar gerçektir. Kahramanların evlerinde
kurguladıkları aşk ne kadar yüce ise, dışarıda karşılaşılan duygu sadece cinsellik üzerinedir. Yazarın
büyük başarısı, hayal ve hakikat temi çevresinde oluşturduğu bu zıtlığı ustalıkla eserlerine aktarmış
olmasıdır.