Fetihle başlayan süreçte Türk dili ve kültürü farklı coğrafyalarda yabancılar tarafından ilgi görmeye başlamıştır. Osmanlı Devleti ile siyasi, ticari ve askerî münasebetleri artan yabancı devletler tercüman yetiştirmek amacıyla İstanbul’da dil oğlanları okulları açarak tercüman ihtiyaçlarını gidermeye çalışmışlardır. Bu okullarda müfredatın gereği olarak gramer kitapları, mükâleme kitapları, derlemeler ve sözlükler yazılmıştır. Bununla birlikte yabancı yazarlar gerek Avrupa’da Türkçe metin eksikliği yaşanması gerekse sözlü gelenek ürünlerinin hak ettiği ilgiyi ve değeri görmemesi nedeniyle Türkçe el yazması kitaplardan ve halk arasında yapılan derlemelerden faydalanmışlardır. Bu makalede, yapılan literatür taraması ve doküman analizi sonucu Osmanlı dönemi 1600-1923 yılları arasında Türkçenin öğretimi için hazırlanan kitaplarda konuşma dilinin edinimi açısından mühim olan, Türk diline özgü millî özellikler taşıyan ve kültür aktarımında önemli bir araç olan halk edebiyatına ait manzum ürünlerin varlığı üzerinde durulmuştur. Çalışma kapsamında Avrupalı yazarlar ve gayrimüslimler tarafından kaleme alınan 140 eser incelenmiştir. Bu eserlerde yer alan türkü ve mânilerin yabancılara Türkçenin öğretiminde kullanım sıklığının ve sebeplerinin tespit edilmesi ve -mevcut ise- bu halk edebiyatı ürünlerine ait varyantların ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Ayrıca üzerinde daha önce yeterli çalışma yapılmamış eserler ele alınarak yeni çalışmalara konu olmalarının sağlanması hedeflenmiştir.
Following the conquest of Constantinople, the Turkish language and culture began to attract interest from foreigners in various countries. Foreign states, whose political, commercial, and military relations with the Ottoman Empire increased, established language schools called “language boys” (Italian: “Giovani della lingua,” Ottoman Turkish: “Dil oğlanı”) in Istanbul to train interpreters and meet their translation needs. As part of the curriculum in these schools, grammar books, conversation manuals, anthologies, and dictionaries were written. Additionally, the limited availability of Turkish texts in Europe and the underappreciation of Turkish oral traditions, foreign authors benefited from Turkish manuscripts and folk collections. This study examines the presence of verse-based folk literature works in books prepared for teaching Turkish to foreigners between 1600 and 1923 in the Ottoman period. These works contain national elements unique to the Turkish language and play a crucial role in cultural transmission. A total of 140 works written by European and non-Muslim authors were analyzed. The study aims to identify the frequency and reasons for using folk songs and mâni (Turkish quatrain) in teaching Turkish to foreigners and to determine any existing variants of these literary products. Additionally, previously understudied works were examined to encourage further academic research on them.